Yıllar önce Gaziantepli bir tüccar, Mardin’den bir tüccara satış yaptı. Aradan bir-iki yıl geçti, Mardinli tüccardan borcunu ödemeye dönük ses seda çıkmadı. Gaziantepli tüccar, bindi bir otobüse Mardin’in yolunu tuttu. Mal sattığı tüccarın dükkanına gitti.
Mardinli tüccar, mal aldığı Gaziantepli”yi karşısında görünce şaşırdı:
- Hayırdır, Mardin’de ne işiniz var?
- Buralara yakın bazı işlerim vardı, Mardin’e de uğradım. Gelmişken sizi görüp, çayınızı içmek istedim.
- Hoşgeldiniz. Başımın üstünde yeriniz var. Çaylar, kahveler birbirini izledi. Mardinli ev sahibi akşam güzel bir restoranda yer ayırttı.
Gaziantepli, bir ricada bulundu:
- Akşam için otelde yer ayırtmamıştım. Bana kalacak otel bulabilir miyiz?
Mardinli gönül koyarcasına yanıtladı:
- Ne oteli efendim. Bizim ev ne güne duruyor. Bizim evde misafirimiz olun. Gaziantepli, ev sahibinin yönlendirmesine uydu. Önce akşam güzel yemek yenildi, adından da eve konuk oldu. Ertesi sabah istediği saatte otobüs bileti de alındı. Mardinli tüccar, konuğunu otogara bizzat kendisi götürüp yolcu etti:
- Evimin, dükkanımın kapısı açık. Her zaman beklerim.
Gaziantepli tüccar, memleketine döndüğünde komşuları sordu:
- Mardin’den alacağını tahsil edebildin mi?
Ders gibi bir yanıt verdi:
- Yiyen ağız utandı, alacağını bile isteyemedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, bu öyküyü Türkiye’deki 70’e yakın ülkenin büyükelçi ve konsolosunun katıldığı Trabzon turu sırasında anlattı:
- Büyükelçi ve konsoloslarla resmi ortamlarda karşılaştığımızda kısa süreli, sınırlı sohbet olabiliyor. Oysa, eş ve çocukların da katıldığı Trabzon turunda 2.5 gün boyunca aramızda güzel bir kaynaşma oldu. Burada ağırladığımız diplomatlar, kendi ülkelerinin kapısını bize daha fazla açabilir. Aynı şekilde biz de onların yönlendirdiği işadamlarıyla daha rahat iş yapabiliriz.
Büyükekşi, organizasyonu Ekonomi Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı onayıyla yaptıklarını belirtti:
- Geçen yıl benzeri bir turu Mardin’e yapmıştık. 60 dolayında ülkenin büyükelçi veya konsolosu katıldı. Hepsi çok memnun kaldı. Birçoğunun Türkiye’deki hayatı, İstanbul – Ankara - İzmir arasında geçiyor. Bir kısmı güneyde tatile gidiyor. Ancak, doğal ve kültürel zenginlikleri olan şehirlerimizi bilmiyorlar. Bu tur söz konusu kentlerimizi tanıtmak açısından da bir vesile yaratıyor.
TİM’in yabancı diplomatları konuk ettiği tur, “Yiyen ağız, gören göz Türkiye’ye daha sıcak yaklaşır” etkisi yaratacak gibi görünüyor...