GİRAY DUDA
Uzun yıllardan bu yana sanayi-üniversite işbirliği konusu her iki tarafın da sürekli gündemindedir. Çoğunluğu kimi projeler düzeyinde sürdürülen bu işbirliği, Ankara’da sanayinin içine kurulan OSTİM Teknik Üniversitesi ile bir adım ileriye geçti. Üniversite Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek’e sanayi ile birlikte yaşayan üçüncü nesil öğretim kurumu olarak yaptıkları çalışmaları sorduk.
- Sayın Prof. Dr. Murat Yülek, sizinle son röportajımızı OSTİM Teknik Üniversitesi kurulurken yapmıştık ve hayallerinizi anlatmıştınız. Üniversitenizin kuruluş gününden bugüne yaptığı aşamaları kısaca anlatır mısınız?
- OSTİM Teknik Üniversitesi’nin kuruluşundan bugüne kadar olan süreç, çok dinamik ve heyecan verici bir yolculuk oldu. Sanayi ile iç içe, mühendislik ve teknoloji odaklı girişimci ve yenilikçi bir eğitim anlayışını benimseyerek, sadece akademik değil, aynı zamanda bölgesel ekonomik kalkınma hedefiyle yola çıktı. Bu süreçte, hayallerimizi gerçeğe dönüştürme noktasında büyük adımlar attık ve üniversitemiz, sanayiye yön veren bir güç haline geldi.
Bunların yanı sıra, üniversitemizin girişimcilik ekosistemi de hızla büyüdü. Öğrencilerimizi sadece mühendislik alanlarında değil, aynı zamanda girişimcilik, inovasyon ve liderlik konularında da destekliyoruz. Girişimcilik merkezimiz, öğrencilere kendi işlerini kurma fırsatı sunuyor. Burada geliştirdikleri projeler, yerel ve ulusal sanayiye yön verebilecek potansiyele sahip. Bu süreçte sanayiye yönelik yenilikçi ve ticarileştirilebilir projeler üreterek, üniversitemizin bölgedeki ekonomik kalkınmaya katkı sağlamasını amaçlıyoruz.
Üniversitemizin gelişiminde en önemli kilometre taşlarından biri, OSTİM Organize Sanayi Bölgesi ile kurduğumuz yakın ilişkilerdi. Bugün, sanayi ile işbirliği yaparak öğrenci ve akademisyenlerimizin hem teorik hem de uygulamalı bilgi edinmelerini sağlıyoruz. Üniversitemizin sadece eğitim değil, aynı zamanda araştırma ve girişimcilik ekosistemini de destekleyerek, bölgemizin ekonomik ve teknolojik gelişimine katkı sağlıyoruz.
SANAYİYLE BÜTÜNLEŞİK BİR ÜNİVERSİTE KURDUK
- Hayallerinizi ne ölçüde gerçekleştirebildiniz?
- OSTİM Teknik Üniversitesi’ni kurarken hayal ettiğimiz hedeflerin büyük bir kısmını gerçeğe dönüştürmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Üniversitemizin ilk kurulduğu yıllarda, çok açık bir vizyonumuz vardı: Türkiye’nin yerli ve milli üretim kalesi olan OSTİM’in dinamikleriyle uyumlu, sanayiyle bütünleşik bir üniversite kurarak hem akademik hem de sektörel anlamda büyük bir etki yaratmak. Bugün, gelinen noktada bu hayallerimizi büyük ölçüde gerçekleştirdiğimize inanıyorum. Ancak hedeflerimiz henüz tamamlanmış değil, hala yol alıyoruz.
Başlangıçta en büyük amacımız, sanayi ile üniversiteyi birbirine daha sıkı bağlarla entegre etmekti. Sanayi ile iç içe bir eğitim modeli oluşturmayı hedefledik. Bugün, OSTİM OSB ile kurduğumuz güçlü işbirliği sayesinde, öğrencilerimizin teorik bilgiye ek olarak uygulamalı eğitim ile deneyim kazanmalarını sağlıyoruz. Bu işbirliği yalnızca öğrencilerin mezuniyet sonrası hızlıca iş bulmalarına olanak tanımakla kalmıyor, aynı zamanda sanayinin yenilikçi çözümler geliştirmesine katkı sağlıyor. Özellikle sanayiye yönelik Ar-Ge projeleri ve uygulamalı eğitim fırsatları, üniversitemizin bu alandaki başarısını pekiştirdi.
ÖĞRENCİLERİMİZ SANAYİYE ÇÖZÜM ÜRETİYORLAR
Eğitim kalitesini artırmak ve sanayiye yönelik çözümler geliştirmek adına attığımız adımlar da başarılı oldu. Akademik kadromuzu oluştururken, sanayi tecrübesine sahip akademisyenleri tercih ettik. Böylece öğrencilerimiz, sadece teorik bilgileri değil, aynı zamanda gerçek dünya deneyimlerini de doğrudan eğitimlerinde entegre edebildiler. Akademik ve sanayi dünyası arasında bir köprü oluşturduk ve bu bağ sayesinde öğrencilerimiz, projeler ve araştırmalar üzerinden sanayiye çözüm sunmaya başladılar. Ar-Ge merkezlerimiz ve inovasyon laboratuvarlarımızda yürütülen projeler, hem üniversitemiz için hem de OSTİM bölgesindeki sanayi kuruluşları için önemli katma değerler sağladı.
Üçüncü Nesil Üniversite modeli ile sanayiye doğrudan katkı sağlamak, sadece eğitimle sınırlı kalmıyor, aynı zamanda girişimcilik ekosistemi oluşturmak gibi başka bir büyük hedefimiz vardı. Girişimcilik merkezi aracılığıyla öğrencilerimize kendi işlerini kurma fırsatları sunduk, inovasyon ve teknoloji geliştirme süreçlerinde onlara mentorluk yaparak, hem öğrencilerimizin girişimcilik becerilerini artırdık hem de sanayinin ihtiyaç duyduğu yeni ürünlerin ortaya çıkmasına katkı sağladık. Bugün, girişimcilik merkezi içinde hayata geçirilen projeler, bazı sanayi kuruluşlarıyla işbirliği yaparak ticarileşme aşamasına gelmiş durumda.
YENİ KAMPÜSÜMÜZÜN TEMELİNİ ATTIK
Fiziksel altyapı açısından da önemli bir ilerleme kaydettik. Üniversitemiz, ilk kurulduğu dönemde sınırlı bir kampüs alanına sahipti, ancak bugün büyüyen öğrenci sayısı ve akademik gereksinimler doğrultusunda yeni bir kampüs inşaatına başladık. Yeni kampüsümüz, daha geniş araştırma ve eğitim alanları sunacak ve üniversitemizin sunduğu olanakları çok daha ileriye taşıyacak. Bu yeni kampüs, sadece öğrencilerimize değil, aynı zamanda sanayicilere yönelik etkinlikler, seminerler ve işbirliği fırsatları da sağlayacak.
Özetlemek gerekirse, hayallerimizin büyük bir kısmını gerçekleştirdik, ancak her zaman daha iyisi ve daha fazlası için çalışıyoruz. Sanayi ile olan ilişkilerimiz güçlendi, eğitim kalitemiz arttı. Ar-Ge ve girişimcilik projelerimiz daha görünür hale geldi ve üniversitemiz bugün sanayiye değer katan bir merkez olarak sektördeki etkisini hissettiriyor. Ancak hayallerimiz, sadece bugüne kadar elde edilen başarılarla sınırlı değil. Gelecekte, OSTİM Teknik Üniversitesi’ni yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası arenada da tanınan bir mühendislik ve teknoloji üniversitesi yapmak için daha çok çalışacağız."
SANAYİCİ NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ TALEP EDİYOR
- Sanayi kuruluşları sizinle yakın temas kuruyorlar mı? Sizden ne tür taleplerde bulunuyorlar?
- OSTİM Teknik Üniversitesi olarak sanayi kuruluşları ile sürekli ve yakın bir iletişim içerisindeyiz. Bu iletişim, sadece üniversitemizin sanayiye katma değer sağlamasını değil, aynı zamanda sanayicilerin üniversitemizden beklentilerini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Sanayi ile kurduğumuz güçlü işbirlikleri, üniversite olarak akademik birikimimizi, araştırma yeteneklerimizi ve insan kaynağımızı sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda yönlendirmemize olanak tanıyor.
Sanayi kuruluşları ile kurduğumuz yakın temasta, sanayicilerin en çok talep ettiği konulardan biri, nitelikli iş gücüdür. Özellikle teknolojik ve mühendislik alanlarında, sanayiciler, üniversitemizden mezun olan öğrencilerin doğrudan iş gücü piyasasına katılabilecek yetkinlikte olmalarını istiyorlar. Biz de bu talebe yönelik olarak, müfredatlarımızı sanayinin ihtiyaçlarına göre şekillendiriyoruz ve öğrencilerimizi sektördeki en güncel gelişmelerle donatıyoruz. Ayrıca, sanayicilerle doğrudan işbirliği yaparak, iş gücü yetiştirme programları ve sektör odaklı eğitim programları geliştiriyoruz. Bu süreç, öğrencilere sadece teorik değil, aynı zamanda uygulamalı bilgi kazandırmak adına büyük önem taşıyor.
AR-GE DESTEĞİ TALEP EDİYORLAR
Bir diğer yaygın talep, yenilikçi çözümler ve Ar-Ge desteği. Sanayi kuruluşları, yeni teknolojiler ve üretim yöntemleri geliştirme noktasında üniversitelerle işbirliği yapmak istiyorlar. Özellikle OSTİM OSB gibi büyük bir sanayi bölgesinin içinde olmamız, bu talepleri daha hızlı ve etkin bir şekilde karşılamamıza olanak tanıyor. Sanayi firmaları, daha verimli üretim teknikleri, yeni ürün tasarımları ve mevcut teknolojilerin iyileştirilmesi için akademik araştırmalar yapmak ve üniversitemizin Ar-Ge merkezlerinden faydalanmak istiyorlar. Bu talepler doğrultusunda, üniversitemizin mühendislik ve teknoloji odaklı araştırma altyapıları devreye giriyor ve sanayi ile yürütülen ortak projelerde yenilikçi çözümler üretiyoruz.
Teknoloji transferi ve yenilikçilik konusunda sanayiciler, üniversitenin geliştirdiği buluşları, prototipleri ve patentleri kullanmak istiyorlar. Üniversitemizin sahip olduğu Teknoloji Transfer Ofisi (TTO), sanayi ile bu konuda doğrudan iletişim kurarak, araştırma sonuçlarının ticarileştirilmesine yardımcı oluyor. TTO, sanayicilerin yeni teknolojilere erişimini sağlarken, üniversitenin ürettiği bilimsel bilgilerin üretim süreçlerine entegre edilmesini kolaylaştırıyor. Bu bağlamda, sanayi firmaları özellikle yenilikçi ürünler, üretim süreçlerinin optimizasyonu, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik gibi konularda üniversitemizden destek talep ediyorlar.
Sanayi kuruluşları, ayrıca proje bazlı işbirlikleri yapmak için de üniversitemizle yakın temas kuruyor. Bu tür projeler, genellikle belirli bir teknolojik veya üretimsel sorunu çözmeye yönelik olabiliyor. Örneğin, bir sanayi firması, yeni bir üretim hattı için mühendislik tasarımları ve prototipler konusunda yardım almak isteyebiliyor. Ya da daha verimli bir üretim süreci geliştirmek amacıyla, üniversitemizin mühendislik fakültelerinden ve Ar-Ge merkezlerinden faydalanabiliyorlar. Bu tür projeler, sanayiye yönelik spesifik çözüm ve yenilikler geliştirilmesi adına çok değerli bir fırsat sunuyor.
DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE YAPAY ZEKA REHBERLİĞİ
- Sanayicilerin gündeminin ilk sırasında olan dijital dönüşüm ve doğal olarak yapay zeka herhalde sizden yardım beklenen konulardandır değil mi?
- Evet, bir başka önemli talep ise yeni iş modelleri ve dijital dönüşüm. Sanayi firmaları, özellikle dijitalleşme, yapay zeka, nesnelerin interneti (IoT) gibi alanlarda üniversitenin bilgi birikiminden faydalanmak istiyorlar. Sanayiciler, bu teknolojilerin kendi üretim süreçlerine entegrasyonunu sağlamak ve rekabet avantajı elde etmek amacıyla üniversitelerle ortak çalışmalar yürütmek istiyorlar. Bu noktada, üniversitemiz, dijital dönüşüm projeleri ve yapay zeka uygulamaları gibi konularda sanayicilere rehberlik ediyor ve onlara en güncel teknolojileri kullanma fırsatı sunuyor.
İŞGÜCÜNÜN SÜREKLİ EĞİTİMİ
Sanayi kuruluşlarından gelen taleplerin bir başka önemli alanı ise mevcut iş gücünün sürekli olarak güncellenmesi ve mesleki gelişim. Özellikle hızla değişen teknoloji ve pazar dinamikleri karşısında sanayiciler, çalışanlarının yeni beceriler kazanmalarını ve sürekli olarak eğitilmelerini istiyorlar. Bu talepler doğrultusunda, üniversitemiz çeşitli mesleki gelişim kursları, sertifika programları ve eğitim seminerleri düzenleyerek, sanayicilerin çalışanlarını sürekli olarak eğitmelerine ve geliştirmelerine olanak tanıyor. Ayrıca, sanayiye yönelik özel eğitim programları ile sanayi kuruluşlarının çalışanlarını iş başında eğiterek, onların yetkinliklerini artırıyoruz.
Sonuç olarak, sanayi kuruluşlarının bizden talep ettiği en önemli konular, nitelikli iş gücü yetiştirilmesi, Ar-Ge ve teknoloji geliştirme destekleri, teknoloji transferi, dijital dönüşüm, iş gücü eğitimleri ve yenilikçi çözümler geliştirilmesidir. Bu taleplerin tümünü karşılamak ve sanayiyle işbirliğini güçlendirmek için sürekli olarak yenilikçi projeler geliştiriyor, sanayiye katkı sağlıyoruz. Bu yakın temas, sadece üniversitemizin eğitim ve araştırma faaliyetlerini güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda sanayinin de daha verimli, daha yenilikçi ve rekabetçi hale gelmesine yardımcı oluyor."
SANAYİNİN SORUNLARINI DERİNLEMESİNE ANALİZ ETTİK
- Sanayicilerle çok yakın olmanız Türkiye’nin son iki yılında sanayi sektörünün yaşadığı sıkıntıları daha net ve doğru görebilmenizi sağlamıştır. İmalat sanayiindeki durgunluk, gerileme ve örneğin tekstildeki şirket iflaslarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sorun ve çözümler nerede?
- OSTİM Teknik Üniversitesi olarak sanayicilerle yakın temasımız, Türkiye’nin son iki yılında sanayi sektörünün yaşadığı sıkıntıları daha derinlemesine analiz etmemizi ve bu sorunlara doğru çözümler üretebilmemizi sağladı. Sanayinin karşılaştığı zorlukları hem teorik hem de pratik anlamda gözlemleme fırsatımız oldu. Özellikle imalat sanayisindeki durgunluk, gerileme ve tekstil sektöründeki iflaslar gibi önemli sorunlar, bizim için sektördeki yapısal sorunları daha iyi anlamamıza ve çözüm geliştirme noktasında daha etkin bir yaklaşım sergilememize olanak tanıdı.
İmalat Sanayiindeki Durgunluk ve Gerileme
Son iki yıl içinde Türkiye’nin imalat sanayiinde yaşanan durgunluk, birçok faktörün birleşimiyle ortaya çıktı. Küresel ekonomik belirsizlikler, tedarik zincirindeki aksaklıklar, hammadde fiyatlarındaki artış, döviz kuru dalgalanmaları ve enflasyonist baskılar gibi unsurlar, sanayinin üretim kapasitesini olumsuz etkiledi. Özellikle küresel ticaretin daralması, Türk sanayicilerinin uluslararası pazarlarda rekabetçi kalmalarını zorlaştırdı. Bu da sanayi üretiminin gerilemesine neden oldu.
Çözüm Önerileri:
OSTİM Teknik Üniversitesi olarak, bu gibi durgunluk dönemlerinde sanayicilere katkı sağlayacak birkaç strateji geliştirmeye odaklanıyoruz. Öncelikle, verimlilik artışı ve teknolojik dönüşüm bu tür kriz dönemlerinde sanayicilerin rekabetçi kalabilmeleri için kritik önem taşıyor. Sanayi firmalarına yönelik olarak, üretim süreçlerini daha verimli hale getirecek dijitalleşme çözümleri ve endüstri 4.0 uygulamaları üzerine çalışmalar yapıyoruz. Otomasyon, yapay zeka, robotik sistemler, dijital ikizler ve veri analitiği gibi teknolojiler, üretim maliyetlerini azaltırken, aynı zamanda üretim hızını artırarak firmaların rekabetçi kalmalarını sağlıyor. Üniversitemiz, bu teknolojilerin sanayiye entegrasyonu noktasında eğitimler, danışmanlık hizmetleri ve teknoloji transferi ile sanayicilere çözüm sunuyor.
Tekstildeki Şirket İflasları ve Sorunları
Özellikle tekstil sektörü, son yıllarda dış pazarlardaki talep daralması, yükselen iş gücü maliyetleri, enerji fiyatlarındaki artış ve çevresel düzenlemeler gibi sebeplerle ciddi zorluklar yaşadı. Türkiye’nin tekstil sektörü, geçmişte düşük maliyetli üretim avantajıyla global pazarda önemli bir yer edinmişti, ancak son dönemde dijitalleşme, sürdürülebilir üretim ve yeni tasarım trendleri gibi değişimlere adapte olamayan bazı firmalar bu zorluklarla baş edemedi. Özellikle küçük ve orta ölçekli firmalar, bu dönüşüm sürecinde finansal olarak zorlandılar ve bazı firmalar iflas etti ya da faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı.
Çözüm Önerileri:
Tekstil sektöründeki bu sıkıntılara karşı sürdürülebilirlik ve dijitalleşme ana çözüm yolları olarak öne çıkıyor. Sürdürülebilir üretim yöntemlerine geçiş, hem çevre dostu hem de maliyet etkin bir çözüm sunuyor. Üniversitemiz, tekstil sektöründeki firmalarla yenilikçi tasarımlar ve sürdürülebilir üretim teknikleri geliştirmek için işbirliği yapıyor. Ayrıca, dijitalleşme sürecini hızlandırmak, sektördeki firmaların yeni pazarlara açılmalarını sağlayacak bir diğer önemli adım. Dijital tasarım, üretim otomasyonu, e-ticaret ve lojistikte dijitalleşme gibi konularda üniversitemiz, tekstil firmalarına rehberlik ediyor ve bu süreçleri kolaylaştırmak için çeşitli eğitimler, danışmanlıklar ve prototip geliştirme hizmetleri sunuyor.
Ayrıca, tekstil sektöründe yenilikçi iş modelleri de büyük önem taşıyor. Özellikle tasarım ve üretim süreçlerinin entegrasyonu ile firmaların müşteri taleplerine hızlı ve esnek cevap vermesi gerekiyor. Üniversitemiz, bu alandaki Ar-Ge çalışmalarını iş dünyası ile yakın işbirliği içinde gerçekleştiriyor ve bu tür yeni iş modellerini sektöre sunuyor.
Küresel Krizlere Karşı Dayanıklılık ve Esneklik
Son iki yıl, sanayi sektörünün ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi. Küresel krizler ve iç ekonomik sorunlar karşısında, sanayi firmalarının dayanıklılık ve esneklik kazanması gerekiyor. Burada, stratejik yönetişim, risk yönetimi ve esnek üretim süreçleri gibi konular öne çıkıyor. Sanayi firmalarının, dışsal şoklara karşı esnek bir yapıya kavuşması ve çeşitlendirilmiş pazar stratejileri geliştirmesi gerekiyor. Üniversitemiz, sanayi kuruluşlarına bu anlamda stratejik danışmanlık hizmetleri sunarak, daha dirençli ve sürdürülebilir bir yapı kurmalarına yardımcı oluyor.
Sonuç Olarak:
Türkiye’nin son iki yılda yaşadığı sanayi sıkıntıları, hem ekonomik hem de yapısal zorluklardan kaynaklanıyor. Ancak bu sorunların çözülmesi için teknolojik dönüşüm, sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve yenilikçi iş modelleri ön plana çıkmaktadır. OSTİM Teknik Üniversitesi olarak, sanayiye verdiğimiz destekle bu zorluklara çözüm arıyor, sanayicilerin rekabet gücünü artırmak için gerekli eğitimleri, danışmanlıkları ve Ar-Ge desteğini sağlıyoruz. Özellikle endüstri 4.0, dijitalleşme ve sürdürülebilir üretim konularında sanayicilere yönelik projeler geliştirerek, Türkiye’nin sanayi sektörünü bu zorluklardan çıkarmayı hedefliyoruz. Bu tür yenilikçi çözümler, sanayicilere sadece kriz dönemlerinde değil, uzun vadede de rekabet avantajı sağlayacaktır."
YEŞİL VE DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE BAŞLANGIÇTAYIZ
- Sanayici-ihracatçıların önünde büyük bir zorunluluk olarak duran yeşil dönüşüm, dijitalleşme, yapay zekanın üretime uygulanması konularında Türkiye sanayisi nerede ve neler yapılabilir?
- Yeşil dönüşüm, dijitalleşme ve yapay zekanın üretime entegrasyonu, Türkiye sanayisinin geleceği açısından büyük bir önem taşıyor. Bu alanlarda henüz başlangıç aşamasında olduğumuzu söyleyebiliriz, ancak bu dönüşüm, sanayiciler için bir zorunluluk haline gelmiş durumda. Özellikle Avrupa Birliği’nin "Yeşil Mutabakat" gibi düzenlemeleri, çevre dostu üretim süreçlerinin önemini artırırken, Türkiye'nin de bu dönüşüm sürecine uyum sağlaması gerekiyor.
Yeşil dönüşüm, üretim süreçlerinde enerji verimliliğini artırma, atık yönetimini iyileştirme ve karbon ayak izini azaltma gibi stratejilerle başlıyor. Türk sanayisi bu alanda önemli adımlar atmakta, ancak daha fazla yenilikçi çözüme ve yatırımlara ihtiyaç var. Özellikle düşük karbonlu üretim ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak, sanayimizin daha sürdürülebilir bir hale gelmesi sağlanabilir.
Dijitalleşme konusunda ise, sanayinin üretim süreçlerini dijital araçlarla daha verimli ve esnek hale getirmesi gerekiyor. Türkiye’de bu konuda bazı büyük sanayi kuruluşları yatırımlar yapmaya başladı, ancak dijital dönüşümün küçük ve orta ölçekli işletmelere de yayılması şart. Burada, özellikle üretim hatlarının dijitalleşmesi, Endüstri 4.0 uygulamalarının yaygınlaşması ve veri analitiği kullanılarak üretim süreçlerinin optimize edilmesi önemli. Türkiye sanayisi bu alanda hızla yol almalı, çünkü dijitalleşmeyle birlikte hem maliyetler düşer hem de ürün kalitesi artar.
Yapay zeka ise üretim süreçlerinde çok büyük bir potansiyel taşıyor. Robotik sistemler, akıllı üretim hatları ve makine öğrenimi uygulamalarıyla Türkiye sanayisi daha verimli ve rekabetçi hale gelebilir. Ancak bu dönüşümü gerçekleştirebilmek için, sanayicilerin ve girişimcilerin yapay zekaya yatırım yapması ve bu alanda uzmanlaşmış iş gücüne ihtiyaç duyuluyor. Ayrıca, kamu ve özel sektör işbirliği ile bu alandaki eğitim programlarının güçlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, Türkiye sanayisinin bu dönüşüm süreçlerine hızla adapte olması gerektiği açık. Yeşil dönüşüm, dijitalleşme ve yapay zekanın üretime entegrasyonu, yalnızca uluslararası rekabette öne geçmemizi sağlamaz, aynı zamanda iç pazarın ve sanayinin sürdürülebilir büyümesini de garanti eder. Bu noktada, üniversiteler ve sanayi kuruluşları arasındaki işbirlikleri büyük bir fırsat sunuyor. OSTİM Teknik Üniversitesi olarak biz de bu dönüşümde aktif rol alarak, sanayicilere gerekli teknolojik alt yapıyı ve eğitim desteğini sunuyoruz."