Teknik tekstil, tekstilin geniş, büyük bir kullanım ve üretim yelpazesine sahip dalı. Ar-Ge’ye dayalı yaratıcı üretim teknikleri ile özellikle dünyanın ileri ülkelerinde hızlı büyüyor. Namık Kemal Üniversitesi Teknik Tekstil bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ziya Özek, üretimden pazarlamasına kadar teknik tekstil hakkındaki her türlü bilgiyi bizimle paylaştı.
- Sayın Prof. Dr. Ziya Özek, söyleşimizin başında bize Teknik Tekstilin ne olduğunu anlatır mısınız?
- Teknik tekstilleri, çok genel olarak, giyim ve ev tekstilleri dışında özel amaçları karşılamak amacıyla mühendislik odaklı tasarlanan ve üretilen belirli tekstil malzeme ya da ürünleri olarak tanımlayabiliriz. Kısaca gelişme sürecini açıklayarak daha geniş kapsamlı bir tanımlama da yapalım.
Teknik tekstiller kavramı görece yeni olmakla birlikte, bu nitelikte ürünlerin varlığının çok daha eskiye dayandığını söyleyebiliriz. Yüz yıllardır kullanmakta olduğumuz giyim ve ev kullanımına odaklı tekstil ürünlerinin üretiminde estetik ve konfor unsurları öne çıkmaktaydı. Gelişen teknoloji ve endüstriyel rekabet ortamında, tekstil ürünlerinde de önemli gelişmeler ve değişiklikler oldu. Performans özellikleri, estetik unsurlarından daha önemli olan tekstil malzemeleri ve giysiler geliştirilmeye başladı. Örneğin sıradan bir yağmurluk kumaşı yerine, yağmur suyunu geçirmeyen ilk kumaşlar 1850’li yıllarda kömür katranı ile, daha sonra da parafin ile kaplanarak geliştirildi. Ancak, bu kumaşların havayı da geçirmemesi nedeniyle zayıflayan konfor özelliklerini iyileştirmek için, 1960’lı yıllarda hava moleküllerini geçirip su moleküllerini geçirmeyen nefes alabilen fonksiyonel kumaşlar geliştirildi.
1986’DAN BU YANA TEKNİK TEKSTİL ADI KULLANILIYOR
Benzer gelişmeler, güç tutuşan kumaşlar, ısıya dayanıklı konveyör bant bezi, yüksek dayanımlı yük taşıma bantları gibi çeşitli ürünlerde de yaşandı. Konvansiyonel ya da geleneksel diyebileceğimiz ürünlere ek olarak filtrasyon, paketleme ve yük taşıma gibi endüstriyel uygulamalar ile tıp uygulamaları ya da balistik kumaşlara yönelik çeşitli tekstil ürünleri yaygınlaşmaya, yani fonksiyonel özelliği öne çıkan özel amaçlı ürünlerin sayısı giderek artmaya başladı. Performans tekstilleri ya da endüstriyel tekstil olarak anılan bu ürün grupları, 1986 yılında Frankfurt’ta düzenlenen ilk “Techtextil” fuarının da etkisiyle “Teknik Tekstiller” olarak anılmaya başlanmıştır. Daha sonra teknik tekstillerin sınıflandırılmasında da bu fuar kapsamında yapılmış olan 12 alt sınıf teknik standart olarak dünya genelinde kabul görmüştür.
TEKSTİL ESASLI ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER
- Böyle aşamalardan sonra ortaya konulan ürünlerin klasik tekstilden çok farklı olduğu açıkça görülüyor. Teknik tekstil için oldukça geniş kapsamlı, yeni bir tanım yapmak doğru oluyor herhalde.
- Bu gelişim süreci temelinde daha geniş kapsamlı bir tanımlama yaparsak, genelde yüksek performanslı tekstil malzemelerinin, mekanik dayanım, sağlamlık, kimyasal direnç, nem yönetimi ya da ısıl dayanım gibi çok çeşitli teknik özellikleri ve formları mühendislik tasarımıyla optimize edilen ve farklı yöntem ve mühendislik teknikleri ile üretilerek, endüstriyel, otomotiv, medikal, jeotekstil, havacılık, koruyucu giysiler ve benzeri teknik uygulamalarda kullanılmaya uygun spesifik performans karakteristikler ya da fonksiyonel özellikler kazandırılmış çok geniş bir aralıkta yer alan tekstil esaslı ürün grupları olduklarını söyleyebiliriz.
TÜM DÜNYADA KULLANILIYOR
- Teknik Tekstil Alanında Dünyada ve Türkiye’deki gelişmeler nelerdir?
- Teknik tekstiller, çeşitli işlevsellikleri sayesinde pek çok endüstriyel ve teknik uygulamalarda, giysilerde ve de günlük yaşamda çeşitli alanlarda kullandığımız özel tekstil ya da tekstil esaslı ürünler olarak daha çok gelişmiş ülkelerde olmak tüm dünyada kullanılmaktadır. AB’nin imalat sektörü teknoloji sınıflandırmasına göre, tekstil ve hazır giyim üretimi “düşük teknoloji” sınıfında yer alırken, teknik tekstil ürünlerinin yarıya yakını aynı sınıfta yer alır. Önemli bir kısmının “orta-düşük” ve sınırlı oranda da “orta-yüksek” sınıfında olduğunu varsayarsak; teknik tekstil küresel pazarının konvansiyonel tekstillere göre çok farklı olduğunu hemen söyleyebiliriz.
ÇİN, ALMANYA VE ABD LİDER ÜLKELER
2023 yılında yaklaşık 220 milyar ABD doları tutarında bir pazar payına ulaşan teknik tekstil sektöründe Asya-Pasifik ve Kuzey Amerika bölgeleri pazar lideri konumundadırlar. Çin, Almanya ve A.B.D. teknik tekstil ihracatında lider ülkelerdir. Türkiye ise 2,5 milyar dolarlık ihracatıyla 2022 yılında 14. sırada yer almayı başarmıştır. Geleneksel tekstile göre, KOBİ’lerden çok büyük ölçekli firmaların bu pazarda etkin olduğu görülmektedir.
TEKNİK TEKSTİLLERİN ALT SINIFLARI
Ürün çeşitliliği ve kullanım alanları sürekli gelişen teknik tekstillerin dünya genelinde kabul gören 12 alt sınıfı şunlardır:
Endüstriyel teknik tekstiller (InduTech), İnşaat tekstilleri (BuildTech), Taşıt araçları için tekstiller (MobilTech), Zirai tekstiller (AgroTech), Giyim teknik tekstilleri (ClothTech), Ev tekstilleri (HomeTech), Jeolojik tekstiller (JeoTech), Medikal tekstiller (MedTech), Ekolojik tekstiller (EkoTech), Ambalaj tekstilleri (PackTech), Koruyucu tekstiller (ProTech) ve Sportif tekstiller (SporTech). Bu gruplar içinde en çok paya sahip InduTech, Mobiltech, HomeTech ve ClothTech sınıfları toplam teknik tekstil üretimin yaklaşık yarısını oluştururlar.
TEKNİK TEKSTİLİMİZDE KATMA DEĞERLİ ÜRÜN AZ
- Geleneksel tekstil sektörünün çok güçlü ve yaygın olduğu Türkiye’de teknik tekstile yönelim ve üretimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünya genelinde, teknik tekstillerde sürdürülebilir malzemelerin kullanımı giderek artmakta ve geri dönüştürülebilir, yenilenebilir kaynaklardan üretilen teknik tekstillere yönelik çalışmalar sürmektedir. Akıllı tekstiller olarak bilinen ve sensörlerle entegre edilerek ısı ve nem yönetimi ile enerji temini gibi özelliklere sahip olan akıllı tekstillerin sağlık, spor, güvenlik gibi alanlarda yaygın olarak kullanılmaya başladığını görüyoruz. Sağlık ve medikal uygulamalarda tekstil malzemeleri özellikle doku onarımı, yara bandı ve ameliyat ipliği olarak öne çıkmaktadır. Antibakteriyel özellikler taşıyan ve nefes alabilen tekstil malzemeleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Taşıtlarda hafif ve dayanıklı malzemelere olan talep sayesinde tekstil takviyeli kompozit malzemelerin kullanımı artırmıştır. Isı yalıtımı, titreşim kontrolü, ses yalıtımı ve UV dayanımı gibi özellikler taşıyan tekstiller tüm ulaşım araçlarının iç ve dış mekanlarında kullanılır. Yüksek dayanımlı membranlar, cam elyaf takviyeli kompozitler gibi malzemeler de inşaat sektöründe su yalıtımı, yapısal destek gibi alanlarda kullanılmaktadır.
Teknik tekstillerin geliştirilmesine yönelik çalışmalarda, malzemelerin özelliklerini iyileştirmek için plazma tekniği, enzim ve çeşitli kimyasallar ile bitim işlemleri, nanoteknoloji teknikleri yaygın olarak uygulanmaktadır. Teknik tekstil alanındaki ar-ge çalışmaları, tekstil mühendisliği yanı sıra malzeme, kimya, mekanik ve elektronik disiplinleriyle işbirliği içinde çok disiplinli bir çalışma niteliğinde seyretmektedir.
Türkiye'de teknik tekstil sektörü, konvansiyonel tekstiller ile kıyaslandığında görece daha yüksek katma değer yaratan bir alandır. Ülkenin coğrafi konumu, gelişmiş tekstil üretim altyapısı ve deneyimli iş gücü, bu alandaki rekabet gücünü artıran faktörler arasında yer almaktadır. Ancak, teknik tekstil üretiminde hammadde olarak dışa bağımlı olması bir dezavantaj oluşturmaktadır. Ülkemizin teknik tekstil üretiminde yüksek katma değerli ürünlerin oranı oldukça düşüktür. Üretimin ve ihracatın önemli bir kısmını nonwoven esaslı paketleme tekstilleri ve filtrasyon ürünleri oluşturmaktadır. Güçlendirilmiş tekstil malzemeleri, fonksiyonel tekstiller, tıbbi tekstiller, otomotiv uygulamaları için malzemeler ve savunma sanayii için kullanılan tekstil ürünleri de ülkemizde üretilen teknik tekstiller arasında yer alırlar.
ARAŞTIRMA PROJELERİ ZAYIF KALIYOR
- Türkiye’de teknik tekstil açısından üniversitelerimizin yaklaşımları ve yürütülen projeler konusunda neler söylersiniz?
- Ülkemizdeki üniversitelerin tekstil mühendisliği bölümlerinde üniversite fonlarından desteklenen çok sayıda bilimsel araştırma projeleri ve bazı TÜBİTAK destekli araştırma projelerinin yürütüldüğünü biliyoruz. Az sayıda AB fonlarından desteklenen projeler de vardır. Ancak bu projelerin çoğunda eksik olan kritik unsur, ne yazık ki projelerin olası çıktılarını sahiplenecek ve ticarileştirecek olan sanayi kuruluşlarının yer almayışıdır. Farklı üniversitelerin yürüttükleri benzer projelerde etkin bir işbirliğinin olmayışı da diğer bir olumsuz etken olup, projelerin kapsamının gelişmesini ve derinlik kazanmasını engellemektedir. Hem ekip, hem de bütçe olarak sınırlı projelerin yaygın etkileri de çoğu kez bırakın uluslararası bir niteliğe ulaşmayı, ulusal ölçekte bile kısıtlı kalıp yerel üniversite hatta bölüm boyutunda sınırlı kalmaktadır. Ticari beklenti ya da arayıştan çok akademik temelli olan ve sınırlı bütçe ile yapılan bu projelerin, doğal olarak ülkemiz teknik tekstil üretiminin gelişmesine ve daha nitelikli ürünlerin geliştirilmesine yönelik katkısı istenilen düzeye erişememektedir. Son yıllarda, firmaların ar-ge merkezleri ile üniversiteler arasında daha fazla işbirliği ve ortak çalışmalar gerçekleşmekte ise de, henüz yeterli değildir.
Ülkemizdeki tekstil firmalarının çoğu, yoğun küresel rekabet ortamı ve de ekonomik belirsizlikler nedeniyle orta ya da uzun vadeli hedefler koyamamaktadır. Ar-ge altyapılarının da sınırlı olmasından dolayı, anahtar teslimi proje ya da know-how satın almayı daha garantili ve kestirme bir çözüm olarak görmektedirler. Sektörde ve hatta ülkemizde, rekabet öncesi işbirliği anlayışı ve kültürünün de eksik olması; ulusal düzeyde paydaşlar arası ve de üniversiteler ile işbirliğini engellemektedir. Firmaların ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda kurgulanan ve de finanse edilen teknik tekstil geliştirme projelerinin yaygınlaşması için daha çok çaba harcamamız ve güven ortamını geliştirmemiz gerekiyor.
KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLERE YÖNELMELİYİZ
- Türkiye’de tekstil üretimi denildiğinde ilk akla gelen alanlardan biri olarak Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan firmalarımıza teknik tekstil üretimi açısından önerileriniz nelerdir?
- Teknik tekstiller, geleneksel tekstil ve hazır giyim pazarında önde gelen bir küresel oyuncu olan ülkemiz için de önemli ve potansiyeli yüksek bir endüstri alanıdır ve son yıllarda önemli gelişmeler kaydetmiştir. Ancak ülkemizin teknik tekstil üretiminde ve ihracatında daha stratejik ve katma değerli ürünlere geçiş yapması ya da yönelmesinin gereğini de vurgulamakta yarar var.
Bu sektör genellikle teknik performans özellikleri gerektiren ürünlerin üretimini kapsar. örneğin güçlendirilmiş tekstil malzemeleri, fonksiyonel tekstiller, tıbbi tekstiller, otomotiv uygulamaları için özel malzemeler ve savunma sanayii için kullanılan güçlendirilmiş tekstil ürünleri gibi. Ham madde olarak doğal ve sentetik lifler kullanılabilmekte ise de çoğu uygulamada geleneksel liflere göre bazı ek fonksiyonlar da içerebilen yüksek performanslı sentetik lif ve iplikler kullanılır. Bu hammaddeler genelde gelişmiş ülkelerde üretilmekte olup tedarik ve lojistik süreçleri uzayabilmektedir.
TEKNİK TEKSTİLE GEÇİŞTE EK YATIRIM GEREKİYOR
Teknik tekstillerin üretiminde, geleneksel tekstil üretim yöntemlerine ek olarak kaplama, laminasyon ve üç boyutlu dokuma ve örme gibi yeni tekniklere de gerek duyulur. Teknik tekstillerde performans özellikleri görsel ve estetik özelliklerden çok daha öncelikli olduğu için, işlenecek hammadde cinsi ile tekstil yüzeyinin formu ve yapısı kritik önem taşır. Bu nedenle iplik ve kumaş üreticileri, teknik tekstile geçiş için boyahane işletmelerine göre daha avantajlı bir konumda olacaklardır. Buna rağmen, bölgedeki mevcut konvansiyonel tekstil işletmelerinin teknik tekstil üretimine geçiş yapabilmeleri için, ek makine ve ekipman ihtiyacı az ya da çok mutlaka söz konusu olacaktır. Örneğin yüksek performanslı teknik tekstil kumaşlarını dokuyabilmek için güçlendirilmiş ve yüksek tefeleme kuvvetine sahip dokuma makinalarına ihtiyaç duyulacaktır. Standart çözgülü örme makinalarında, aralıklı ya da 3 boyutlu yapılar üretebilmek için ek aksam ve modifikasyonlar kaçınılmaz olacaktır. Boyahaneler için de makine enlerinden kaynaklanan kısıtlar ve yüksek gramajlı kumaşlara işlem yapmaktan kaynaklanan problemler söz konusu olabilir.
NİTELİKLİ ELEMAN VE DAHA FAZLA BÜTÇE İSTİYOR
- kritik olan konu, mevcut birikimleri ve makine parkları teknik tekstillerin hangi kategorisiyle en çok örtüşüyor olduğu ve bu alanda uygun pazar potansiyeli ya da işbirliği fırsatlarının varlığı olmalıdır. Teknik tekstil üretiminde, ürün standartlarının daha katı ve zorlayıcı olduğu, ar-ge çalışmalarına daha nitelikli eleman ve görece daha fazla bütçe ayırmaları gerektiği ve sürdürülebilir üretim yaklaşımlarının da kaçınılmaz olduğunu da hatırlatmakta yarar var. Daha teknik, karmaşık ve yüksek maliyetli bir üretim süreci yanı sıra işgücü niteliğinin de geliştirilmesi gerekecektir. Bir diğer farklılık da mevcut tedarik zincirinde yaşanacak değişimler olacaktır. Yani yeni bir pazar ağı ve pek çok da yeni tedarikçi temin etmek zorunda kalacaklardır. Tüm bunlar belirli bir yapılanma planı çerçevesinde zamana yayılarak aşılabilir. Diğer taraftan ürünlerin katma değer durumu ve birim satış fiyatları ile söz konusu pazarın tahmini büyüme oranları da dikkate alınması gereken ölçütler olmalıdır.
YOL HARİTALARINI ÇIKARDIK, ÜRETİME GEÇEMEDİK
Biz Namık Kemal Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü olarak, 2015 yılında ÇOSB yönetimiyle işbirliği içinde, 30’a yakın firma ile bu kapsamda bir proje çalışması yapmış idik. Firmaların beklentileri ve mevcut makine parkları kapsamında bir SWOT analizi yaparak potansiyel geçiş ürünlerine yönelik önerilerde bulunduk. Yani taslak yol haritasını çıkarmış ve bunu bir fizibilite çalışması ve olası prototip üretimi ardından uygulamaya konulabilir hale getirmiştik. Fakat firmaların büyük çoğunluğu bu son aşamada yer almayı tercih etmemişlerdi.
Geleneksel tekstil ve de teknik tekstil sektörünün var olan potansiyelini sürdürmek ve geliştirmek için sürdürülebilir üretim anlayışı ve sürekli yenilikçi yaklaşımlar ile ar-ge ve pazara odaklı stratejik karar ve yatırımları zamanında uygulayarak rekabet gücünü korumaya odaklanmalıdır.
10 YIL İÇİNDE DAHA DA BÜYÜYECEK
- Teknik tekstilin geleceğimizde yeri ne olacak?
- Daha önce de belirtiğim gibi, teknik tekstil konsepti yeni bir oluşum değildir. Ancak son yirmi yılda, ürün çeşitliliği ve uygulama alanları büyük ölçüde artmıştır ve bu bağlamda gelecek 10 yıl içinde daha da büyüyeceğine kesin gözle bakılan bir endüstri alanına dönüşmüştür. Çeşitli araştırma şirketlerinin pazar analizlerine göre, 2022 yılında 200 milyar (ABD) dolarını aştığı öngörülen küresel teknik tekstil pazarının 2023 yılında 215 milyar dolar dolayında olduğu ve yapılan projeksiyonlara göre, yıllık % 5 - 6 civarında bir büyüme oranıyla 2030 yılında yaklaşık 320 milyar doları ulaşacağı tahmin edilmektedir. 2010 yılında 100 milyar dolar dolayında gerçekleşen teknik tekstil pazarında önümüzdeki beş yıl içinde yaklaşık % 50 dolayında bir artış olması muhtemeldir. Teknik tekstil pazarında, Asya-Pasifik ve Kuzey Amerika bölgelerinin hakimiyetinin önümüzdeki 10 yıl boyunca da süreceğini söyleyebiliriz. Geleneksel tekstil üretiminin aksine, çok uluslu büyük firmaların pazar paylarını bir süre daha koruyacakları kesin görünmektedir.
Sürdürülebilirlik kapsamında doğal liflere olan ilgi ve talepte önemli bir artış olması beklenmekle birlikte, sentetik polimerlerin egemenliği sürecektir. 2022 yılında 116 milyon ton olarak gerçekleşen toplam küresel lif üretiminin yaklaşık 40 milyon tonu teknik tekstiller için kullanılmışken, 2030’da 147 milyon tona ulaşması beklenen küresel lif üretimindeki payının daha da artacağını söyleyebiliriz. Üretim prosesi itibariyle en yaygın kullanılan dokuma orijinli teknik tekstillerin ve ardından nonwoven malzemelerin paylarında artışlar olmasını bekliyoruz. Konvansiyonel tekstil üretimi dışındaki diğer tekniklerin payında da kısmi artışlar olacaktır.
Alt sınıflar itibariyle en büyük artışın MobilTech, InduTech ve SportTech alanlarında olması beklenirken GeoTech ve OekoTech sınıflarında is çok küçük artışlar olacağı öngörülmektedir. Kompozit malzemeler alanında tekstil ya da lif takviyeli olan ürünlerin özellikle taşıtlarda, yapı sektöründe ve spor malzemelerinde artışı sürecektir. Aslında teknik tekstil ürünlerinin çoğu tüketici ürünü olmaktan çok ara ürün niteliğinde olduğu için gelişmelerin çoğunun farkında olamayacağız. Hometech, Clothtech ve Protech alanındaki gelişmeler ise bizlerin bireysel yaşamında daha belirgin olarak kendini gösterecektir. Akıllı tekstiller alanındaki gelişmeler, elektronik uyumlu ve etkileşimli giysi ile ev ve giyim aksesuarları olarak daha konforlu ve kontrollü bir ortam sağlamamıza yardımcı olacaklardır. Mobil elektronik cihazlarına enerji sağlamada tekstil esaslı malzemeler üzerinde süregelen enerji hasatı çalışmaları sayesinde, cihazların şarj edilme sorunu tamamen olmasa da önemli ölçüde giderilebilecektir. Taşıtlarda ve binalarda da daha hafif ve dayanıklı olmaları sayesinde enerji kazancı sağlayan ve verimi artıran teknik tekstiller yaygınlaşacaktır.
Günümüzün koşulları ve ihtiyaçlarına göre yapılanan teknik tekstil üretiminin çevresel etkilerinin, geleneksel tekstillere göre çok daha sınırlı olması sayesinde sürdürülebilir üretim yaklaşımını da daha rahat uygulayabileceğini söyleyebiliriz.