GİRAY DUDA
- yılını tamamlayıp 2024 yılına girerken dünya ve Türkiye ekonomisinin durumunu ayrıntılı biçimde değerlendirmesini Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Burak Arzova’dan rica ettik.
- Sayın Prof. Dr. Burak Arzova, yeni bir yıla, 2024’e giriyoruz. Geride bıraktığımız yılı genel hatlarıyla değerlendirip yeni yıla ilişkin bilimsel tahminlerinizi almak istiyorum. Yıl boyunca bütün dünyanın gözü, kulağı Amerikan Merkez Bankası FED’in alacağı kararlardaydı. Bu kararlar da ABD ekonomisi hakkında bilgi veriyordu. FED’in faizlerle ilgili son kararı ışığında ABD’yi değerlendirerek söyleşimize başlayalım.
- ABD'de enflasyon uzun zamandır birinci gündem maddesi idi. Amaçlarına tam olarak ulaştıkları söylenemez. Halen sıkı para politikasının daha devam etmesi gerektiği ortaya çıkıyor. Ama Amerika, büyük ölçüde bu faiz arttırımı sürecini devam ettirerek veya ekonomiyi doğru yönlendirerek belirli bir noktaya getirmeyi başardı.
Şimdi faiz arttırımlarına ara verdi. Yakın zamanın en yüksek faizine gelindiğini gördük hep beraber. Şimdi farklı bir süreçteyiz. FED önümüzdeki aylarda ne zaman faiz indirir o tartışılıyor. Piyasanın beklentisi ilk çeyrek itibariyle faiz indirilmesi. Ama ekonomistler, ‘belki biraz daha ihtiyatlı davranabilir ve acaba Mayıs ayında mı başlar faiz indirimine’ diye düşünüyorlar. En son yayınlanan politika metninde en az 3 faiz indirimi konusu gündeme geldi. Piyasa 160 baz puan faizi fiyatlıyor. Açıkçası orada insanlar iyimser. Resesyon endişesi de ortadan kalktı. Dolayısıyla hem büyüme yönünden hem de enflasyonun kontrolü yönünden işler parlak gözüküyor.
FED FAİZ İNDİRİMİNE MAYIS’TA BAŞLAR
- Evet hocam, kararlı ve disiplinli bir politika izlediler. Faizlerde bir süre stabil çizgi bekliyorsunuz galiba.
- Evet faiz arttırım döngüsü bitti. Bunu çok net görüyoruz. İndirim daha erken olur mu, FED aceleci mi davranır onu göreceğiz. Bunu şimdiden bilemiyoruz. Piyasalar çok iyimser fiyatlıyor çünkü. FED bir yandan da paranın miktarını azaltıyor. Bilanço küçültmeye devam ediyor ve edecek. O nedenle oradaki işler iki yönlü yürüyor. Bir tanesi faiz artırım süreci ile devam eden bir enflasyon kontrolüydü. Diğeri de paranın miktarını azaltma amaçlanıyordu. Şimdi göreceğiz. Önümüzdeki dönemde FED’den beklenen, benim de beklentim Mayıs aylarında bir faiz indirimine gitmesi ve böylece faiz indiriminin başlaması.
ABD DURGUNLUK YAŞAMADI
- Hocam biraz önce söylediğiniz gibi ABD'de bir durgunluk, resesyon olmadı. Aslında 2023 için dünya çapında ciddi bir durgunluk bekleniyordu değil mi?
- Evet öyle, bir yandan tedarik zincirinde kesinti olabilir mi onu tartıştık. Küresel ölçekte Rusya-Ukrayna savaşında korkulan tahıl koridoru anlaşması bir yönüyle yürüdü. Birkaç ay önce başlayan İsrail-Hamas savaşı acaba Süveyş Kanalı üzerinden bir kısıtlamaya yol açabilir mi, yük taşımacılığının maliyeti artar mı diye düşünüyoruz. Genel olarak baktığımızda Çin'de beklendiği ölçüde bir büyüme yok, zaten bu şekilde olması bekleniyordu. Dünyanın ekseni biraz daha Çin'den Hindistan'a doğru kaymaya başladı.
AVRUPA MERKEZ BANKALARI FED’İ İZLER
- Avrupa faiz indirimine FED'den epey sonra başlamıştı. Muhtemelen şimdi de FED'İ izleyecek. Bu yıl Avrupa’nın tümü için durgunluk bekleniyordu. 2024’te Avrupa’da durgunluğun olmayacağı ve büyümenin başlayabileceğini söyleyebilir miyiz?
- Avrupa'da aslında Almanya teknik resesyona girdi ama biz bunu resesyon olarak adlandırmıyoruz. Aynı şeyi Amerika'da görmüştük. Fransa, sürecin içerisinde ayrılan, ayrı bir yöne oturan bir ülke çünkü enerji bağımlılığı anlamında Avrupa'nın en bağımsız ülkelerinden biri. Bir taraftan da İngiltere'nin brexit sonrası ticaret hamlelerini görüyoruz. 2038 yılında Almanya'yı yakalayabileceği görüşleri var. Avrupa'da da faiz indirimleri muhtemelen FED’i takip ederek başlayacaktır. Orada da hala resesyon kaygısı var. Bir yandan resesyon kaygısı hala var ama genel olarak piyasalarda olumlu bir görüşe doğru beklentiler çok daha ağırlık kazanmaya başladı
Bunlar birazcık FED’i takip edecekler, o harekete geçmeden bir aksiyon almayacaklar diye düşünüyorum. Orada da parasal sıkıştırma süreci var. Dolayısı ile birbirini izleyen bir süreç gibi göreceğiz. Zaten büyük Merkez Bankaları bazı konularda ortaklaşa çalışıyorlar. Bunu FED'de de çok gördük. Ticaret anlamında birbirleriyle karşılıklı ticaretleri var. Yüksek katma değerli değerli pazarlar bunların hepsi. İngiltere ya da İngiltere öncülüğündeki Commonwealth ülkeleri, Avrupa Birliği, Amerika, Japonya, Kanada, bunlar büyük para birimlerinin Merkez bankaları. Bu nedenle birbirlerini takip ederek faaliyetlerine devam edeceklerdir. Bu dönemi öyle bir döngü süreci ile göreceğiz 2024 yılında.
DÜNYADA ENFLASYONUN YÖNÜ AŞAĞI
- Dünya çapında enflasyon kabus olmaktan çıktı, şimdi daha az korkutucu durumda diyebilir miyiz?
- Evet öyle gözüküyor, şu anda biraz daha endişelerin geçtiği enflasyonun kontrol altına alınabildiği kararlı politikaların neticelerinin toplanmaya başladığı bir süreçteyiz. bundan sonrası daha genişleyici politikalar olacaktır. Enflasyonun başını aşağı eğdiği bir süreçteyiz.
ORTODOKS POLİTİKALARA DÖNÜŞ OLUMLU
- Buradan Türkiye'ye geçecek olursak Türkiye'de de söze enflasyondan başlamamız gerekir sözü herhalde. Dünyada bir çok ekonomist ve Merkez Bankası başkanlarının söylediği, ‘Enflasyon kötülüklerin anasıdır’ sözü galiba kesin bir gerçek. Yaşadığımız sürece baktığımızda işsizlik ve zamlardan başlayarak toplumdaki her şeye çok olumsuz etkisi bulunuyor. Türkiye'nin başlattığı anti enflasyon programı nasıl bir aşamaya geldi? Asgari ücret zammı ve Ocak ayında memur, memur emeklisi ve işçilere yapılacak ücret zamları enflasyonu nasıl etkiler? Bu aşamada enflasyon hakkında neler söylersiniz hocam?
ORTODOKS POLİTİKALARA DÖNÜLDÜ
- Resmi rakamlara göre enflasyon yıl sonunda yüzde 65’ten kapanacak gibi gözüküyor. Bizim çarşıya pazara gittiğimizde karşılaştığımız enflasyon çok daha yüksek onu da biliyoruz. Enflasyonun olumsuz etkileri hakkında söylediğiniz her şeye katılıyorum. Aslında bu etkilerin üzerinde uzun uzun konuşmak gerekir. Evet seçimlerden sonra hükümetten bir U dönüşü geldi. Zaten belliydi U dönüşü yapacakları. Enflasyonla mücadele programının başlatılması, Merkez Bankası yönetiminin değişmesi, sıkı para politikası, ekonomi yönetiminin değişmesi, bunların hepsi Ortodoks politikalara dönüş ve olumlu. Biliyorsunuz bizim uyguladığımız heterodoks dedikleri politikaları anlayan çıkmadığını gördük.
Neticede şimdi geldiğimiz noktada daha anlaşılabilir, Ortodoks ya da geleneksel dediğimiz politikalara dönüş var. Bunun sonucu ne oluyor? Bugün aldığınız politikaların neticesinin ne olacağını anlayabiliyorsunuz. Merkez Bankası faiz artırımı yaptığında ya da piyasaya yönelik olarak zorunlu karşılıkları yükselttiğinde, TL repo döviz repo ihalesi yaptığında ne anlama geldiğini anlayabiliyoruz. Önceki Merkez Bankası yönetiminde ve Maliye Bakanlığı döneminde neye hizmet ettiği anlaşılmaz politikalar vardı. Şu ana kadar enflasyonla mücadelenin kararlılıkla yürütüldüğünü görüyoruz.
MERKEZ BANKASI DOĞRU YAPIYOR
Merkez Bankası bu açıdan doğru olanları yapıyor. Türkiye ekonomisini biraz soluklandırmaya çalışıyor. Çok hızlı koştuk biraz soluk almak gerekiyor. Bunu büyümeden feragat etmeden yapmaya çalışıyor.
Merkez Bankası arka arkaya faiz artırımları gerçekleştirdi. Ocak ayında muhtemelen bir faiz artırımı daha olacak ve yüzde 45 tavanı üzerinden, haftalık fonlama faizi üzerinden gidilecek. Arkasından da seçimler geliyor. Bu ekonomi yönetimi kalır mı göreceğiz. Bu politikalar kararlılıkla uygulanırsa, maliye politikalarına destek olursa o zaman önümüzdeki dönemde çok daha farklı şeyler konuşabiliriz. Bu ciddi anlamda bir özveri gerektiriyor. Siyasi destek gerektiriyor. Toplumun Enflasyonun düşeceğine ilişkin kanaatinin yerleşmesi gerekiyor. Bu biraz da sabır gerektiriyor. Bu sabrı gösterebilecekler mi bilemiyorum. Şu ana kadar işler iyi. Seçim sonrası mı için orada ciddi bir belirsizlik önümüzde duruyor.
SEÇİM SONRASINI GÖRECEĞİZ
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan birkaç gün önce yaptığı açıklamada ‘Mayıs ayına kadar baz etkisiyle enflasyon yükselecek, sonra düşecek’ diye bir söz söyledi. Seçimler Mart'ta olacağına göre, ben seçimlerden sonra da bu politikanın devam edeceği gibi bir anlam çıkardım. Siz ne dersiniz?
- Cumhurbaşkanının söylediği, daha önce Merkez Bankasının da söylediği şey. Enflasyon Mayıs'a kadar yüzde 75’lerde gözükecek, bence 80'e kadar da gider ama Mayıs’tan sonra baz etkisiyle aşağıya doğru inecek.
2023 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz aylarında, hatta buna Eylül'ü de katabiliriz enflasyon oranları çok yüksek geldi. 2024 yılının bu aylarında matematiksel olarak azalan ama yine enflasyonun arttığı bir dönemde olacağız. Enflasyonun azalıyor olması fiyatların azalması anlamına gelmiyor. Enflasyonun yavaşlıyor olması enflasyonun arttığı ama hızının yavaşladığı anlamına geliyor. Dolayısı ile fiyatlar yine artmaya devam edecek.
Tabii ki bu konuştuğumuz şey politik olarak söylenemez. Elbette şu anda ‘biz bu Merkez Bankası yönetimi ile devam etmeyeceğiz’ denilemez. Zaten bilinmezlik oradan kaynaklanıyor. Bir anda bu ekonomi yönetimini görevden de alabilirler. Elbette ki kendi takdirleri.
FAİZLERDE POZİTİF REEL GETİRİ VAR
- Hocam, ocak toplantısında faizler yüzde 45 olur diyorsunuz. Bu faizler beklenen enflasyon oranına göre mi belirleniyor? Yüzde 75'lik enflasyonda yüzde 45'lik faiz reel olarak düşük değil mi?
- Beklenen enflasyona göre hareket ediliyor ama mevduat faizleri politika faizinin üzerinde şu anda. Bankaya götürdüğünüz paranın miktarı, KKM'den mi dönüş yapıyorsunuz gibi durumlara bağlı olarak faizler değişiyor. Aylık yüzde 4 - 4.5 gibi faizler var ve kötü de değil. Enflasyon aşağı gelirse beklentiler de aşağıya doğru geliyor. Bu nedenle belki yılsonu enflasyonuna yakınlaşması çok daha olası. Ben makul görüyorum, yüzde 45 azımsanacak bir faiz değil. Oldukça yüksek bir faiz.
Şu anda yüzde 75’lik enflasyon yok, TÜİK’in açıklamasına göre yüzde 61,98 düzeyinde. Gerçekte var aslında ama resmi rakamları konuşuyoruz. Birçok alternatif var biliyorsunuz. İstanbul Ticaret Odası’nın rakamları var. ENAG'ın rakamları var. TÜİK'in yıl sonu itibariyle enflasyon yüzde 65 civarında olacak. O nedenle önümüzdeki yıla ilişkin olarak baktığımızda Merkez Bankası yüzde 36 öngörüyor. Enflasyon aralığının alt tabanı 32 ve üstü de yüzde 40. Şu andaki yüzde 42.5 oranı 40'ın bile üstünde. O zaman pozitif reel getiri var.
KİMİN ENFLASYONU?
Burada yapılacak başka bir şey de yok. Herkesin içinden geçen enflasyona göre de hesap yapılamaz. TÜİK konusu zaten çok tartışmalı, ne kadar gerçekçi? Benim gördüğüm kadarıyla İstanbul Ticaret Odası’nın enflasyon oranları, ticaret yapanlar, girişimciler tarafından daha gerçekçi bulunuyor.
Dar gelirliler ve maaş artışı beklentisi içinde olanlar ENAG'ın rakamlarının daha gerçekçi olduğunu düşünüyorlar. Herkesin enflasyonu kendine. Tüketiciler günlük yaşamda karşılaştıkları hayat pahalılığının ENAG'ın verileri ile örtüştüğünü düşünüyorlar.
Elbette burada hayat standardına bakmak lazım. Herkesin alım gücü birbirinden çok farklı. Dar gelirlilerin gıda harcamaları yoğunlukta olduğu için yüksek zamlar onları daha çok etkiliyor. Sinemaya konsere eğlenceye ayırdıkları pay çok daha az ya da hiç yok.
DÖVİZ SORUNU YAŞAMAYIZ
- Hocam bu yıl döviz sıçrama, hızlı artış olur mu, ne düşünüyorsunuz?
- Hayır döviz kontrollü olarak devam ediyor. Alıp başını gideceğini düşünmüyorum. Yani bir döviz krizi yaşanması söz konusu olmaz. Ufukta gözükmüyor.
BORSADA FIRSATLAR BİTMEZ
- 2023’ün başından bu yana binlerce yeni yatırımcının geldiği Borsa İstanbul baş aşağı gitmeye başladı. Ne dersiniz Borsanın 2024 yılı hakkında?
- Borsanın rakibi faizdir. Faizler şu anda yüksek olduğu için herkes o tarafa yöneliyor. Çünkü risksiz getiri var burada. 2023’te çok fazla halka arz oldu ve bu arzlar piyasadaki parayı emdi. Yabancı girişi de çok kısıtlı. Borsa, doğru şirketi seçtiğiniz zaman her dönemde fırsat yaratır. Yatırımcı iseniz borsanın düştüğü zamanlar da ayrı fırsatlara yol açar. Ben borsanın fırsatlarının hiç bitmeyeceğini ve her zaman var olacağını düşünüyorum.
Borsada kimi kağıtlardan yüksek kazanç her zaman mevcut olacaktır. Ama bir süre önce yaşadığımız hızlı tırmanış geride kaldı. Belki daha sonra olur. Yabancıların gelmesi, faizlerin biraz aşağı düşmesi borsayı bu seviyelerden yukarıya çeker. Bu kesin ama en azından şu an için öyle bir ortam yok. Hem yabancı yok hem faizler yüksek. Şirket karlılığına ilişkin beklentiler şu anda düşük. Halka arzlar piyasadaki bütün parayı çekti.
TEK YOL DIŞ TALEP
- Hocam reel sektörün bu yılı çok parlak geçti denilemez. Tekstilde de ciddi sıkıntılar var. Diğer sektörleri de göz önüne alacak olursak dış talep, ihracat nasıl olur? Reel sektörün kendisini korumak için nasıl bir davranış içine girmesi gerekir?
- Reel sektör açısından zayıflayacağımız bir dönemde olacağız. Göstergeler de o yönde zaten. Reel sektör Güven Endekslerinin yapısında grafikler ve analizler de var. Üretimin artacağını ama çoğunlukla dış sipariş geleceğini düşünüyorlar. O nedenle daha fazla ihracata yönelecekleri bir yılı yaşayacağız. Talebin düştüğü bir dönemi göreceğiz. Bir taraftan da maliyetleri oldukça arttı. Rekabet koşulları da zorlaştı. Sanayici için kredi bulmak da oldukça maliyetli. Bulunuyor ama maliyetler yüksek. O nedenle 2024 yılının onlar için oldukça zor geçeceğini söylemek gerekir.
YÜZDE 5,5’İN ÜSTÜNDE BÜYÜRÜZ
- Büyüme oranları tahmininizi alabilir miyim?
- Türkiye’nin 2023 yılı büyümesinin yüzde 5,5'in üstünde olacağını düşünüyorum. 2024 yılında için ise yüzde 3,5 - 4 arasında bir büyüme tahmininde bulunuyorum.