Dünyayı pençesi altına alan Kovid-19 pandemisiyle mücadelede bahar aylarında çok başarılı olmuştuk. Hepimizin içine çöken korku, bizi ciddi, kararlı, tedbirli davranmaya itmişti. Vaka ve ölüm sayıları önce tırmandı ve uygun önlemlerle başarılı biçimde geriledi.
Ondan sonra geldi rehavet ve yaz ayları. Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada…
Ekim ayına kadar herkes çılgın, dopdolu, kol kola, el ele, yanak yanağa tatillerin tadını çıkardı.
“Pandemi bir yere gitmedi, aynen duruyor, böyle olursa sonbaharda patlar” diye çığlık atanların sesleri, zor koşullar altında çalışan sağlıkçıların uyarıları duyulmadı.
Ekim, Kasım, Aralık aylarında her gün onbinlerce vaka, yüzlerce ölüm olayı gerçekleşti. Dünyanın kimi ülkelerinde vakalar milyonları, ölümler yüzbinleri buldu.
İSO Türkiye İmalat Sanayi PMI verilerini pandeminin özetlediğimiz seyriyle karşılaştırdık. Türkiye’de ilk hastalıkların göründüğü Şubat ayında 52.4 olan endeksin Nisan ayında 33.4 gibi inanılmaz düzeye gerilediğini gördük. Haziran’da yeniden 50’nin üstüne çıkıp Temmuz’da 56.9 ile rekor kırdı. O günden bu yana sürekli düşüşte. 2020’nin son ayına ilişkin veri 50.8 olarak açıklandı.
Demek ki salgının büyümesiyle üretimin küçülmesi arasında doğrudan bir ilişki var.
Salgına karşı mecburen yürürlüğe sokulan kısıtlamalar, hem üretimi hem de yeni siparişleri düşürüyor. Tedarikte ciddi aksamalar oluyor, firmalarımız ihtiyaç duyduğu malzemeleri kolayca temin edemiyorlar. Bunlar da zincirleme olumsuzluklar yaratıyor. İhracat pazarlarından gelen siparişler de azalıyor.
Yine de sanayicilerimiz her fırsatta vurguladığımız gibi ülkeyi sırtlarında taşımaya devam ediyorlar. Türk imalatçıları üretimi desteklemek amacıyla hem çalışan sayısını hem de satın alma faaliyetlerini artırdı. İstihdam üst üste yedinci ay artış gösterdi. Ancak kurdaki büyük tırmanış, TL’nin zayıflığı ürün maliyet fiyatlarında hızlı artışa neden oldu. Enflasyon tartışmaları tüketici fiyatları üzerinden olsa da Üretici Fiyatlarında yıllık yüzde 25.5 artış olduğunu belirtmek isterim.
Kısacası pandemiyle ilgili kaygıların bitmesi bir yana zaman zaman büyüdüğü, yüksek enflasyon ve yüksek faizlerle birlikte olacağımız yeni bir yıla başlıyoruz. Sanıyorum yılın ilk yarısında bir yandan sorunlarla uğraşırken diğer yandan üretim ve ihracat mucizeleri yaratmaya çalışacağız. Yine de inanıyorum ki bu zor günler de sonunda geride kalacak ve yine kazanan biz, ülkemiz ve insanlarımız olacak. Karamsarlığa yer yok. Bir yazarımızın yaygın deyişiyle ‘enseyi karartmayalım’.
Salgını önlemek amacıyla birkaç ülkeden ithal aşı getirilirken yerli aşı çalışmalarının yılın ikinci çeyreğinde milletin kullanımına sunulacağı açıklanıyor. Kovid-19’a karşı geliştirilen yerli aşının ilk üretileceği üretim bölgesi ÇOSB olacak. Katılımcımız Koçak Farma, Erciyes Üniversitesi’nin geliştirdiği aşıyı ürettiği gibi kendi geliştirdiği aşıyı da üretmeye hazırlanıyor. Salgını önleyecek yaygın aşılamanın başlamasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Dergimize yaptığım açıklamada belirttiğim gibi “2021 tüm sorunların bittiği güzel bir dönemin başlangıcı olsun.”
Sevgili sanayici dostlarıma yeni bir yıla başlarken sağlıklı, mutlu, huzurlu, aydınlık günler dilerim.