Konkordato Roma hukukundan gelen bir müessesedir. Kelime olarak da concordat olarak ifade edilen kelimeden gelmektedir. Anlaşmak anlamına gelir. Amacı borçluyu muhtemel bir iflas kararından korumaktır.
Borçlu, ticari faaliyeti esnasında yaptığı veya yapacağı ya da yapmadığı eylem ve hukuki işlemlerinde hata yaptığı için, basiretli davranamadığı için nakit sıkıntısı yaşıyor olabilir. Bu nakit sıkıntısının ve sorununun iflas edilmeden aşılması ancak Konkordato ile mümkündür. Sonuç olarak Konkordato, borçlu ile alacaklıların belirli bir orandaki çoğunluğunun yaptığı anlaşmadır. Bu, cebri icra anlaşmasının vadeye bağlanması veya borçta indirim yapılması suretiyle ya da hem vade hem de tenzilat içeren bir anlaşma da söz konusu olabilir. Bu haliyle Konkordato sıradan bir sözleşme veya sıradan bir mahkeme kararı değildir. Kendine has ve icra hukukunda yerini alan bir borç tasfiye yönetimidir.
İFLASTAN KAÇINMA
Konkordato, iflasa giden yolda son çıkış gibi olup, borçluya zaman sağlayarak işlerini düzelterek muhtemel bir iflastan kaçınma şansı tanır.
Borçlunun iflas etmesinin, sadece alacaklıları bakımından değil, ülkemizin ekonomisinin kaba bir tabirle tıkırında gitmesi açısından da olumsuz sonuçlar doğuracağı açıktır.
Konkordato kurumu alacaklılara, alacaklarına, geç ya da alacağından daha az olsa da alacağına kavuşma şansını verir. Borçlunun iflas etmesi durumunda ya da cebri icraya maruz kalması durumunda alacaklının alacağına hiç kavuşmama tehlikesi bulunmaktadır.
DOMİNO ETKİSİ YARATIYOR
Konkordato kararı verilmesi için mahkemeye müracaat eden borçlunun, geçici ya da kesin mühlet içerisinde alacaklılarına ödeme yapamayacağı veya yapmayacağı için bu durumdan kendi alacaklıları olumsuz yönde etkilenebilir. Bu durumda konkordato yoluna müracaat için koşulları ve ihtiyacı bulunmayan ve bu ihtiyacı hissetmeyen alacaklılar da zorunlu olarak konkordato isteme durumunda kalabilir. Dolayısıyla konkordatonun en önemli sıkıntısı, alacaklıları açısından olumsuz sonuçlarla domino etkisi yaratması, yani zor durumda kalmalarına ve dolayısıyla da ülke ekonomisinin de olumsuz etkilenmesine sebebiyet vermesidir.
Konkordato talebi, iflasa tabi borçlunun, İcra İflas Kanununun 154 maddesinde yazılı yerdeki yani muamele merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesine yapılmalıdır. İflasa tabi olmayan borçlu için talep, borçlunun yerleşim yerindeki Asli Ticaret Mahkemesinde yapılmalıdır.
Zaman zaman, yetkili mahkemeden kesin mühlet ya da konkordato tasdik isteği reddedilen borçlu, muamele merkezini başka yere aldırarak o yer mahkemesine müracaat ederek talepte bulunmakta ise de kanaatimizce bu, hakkın kötüye kullanılmasıdır ve kabul edilebilir değildir.
Bu nedenle konkordato kurumundan iyi niyetli dürüst borçluların yararlanması uygun olacaktır.
İŞ DÜNYASININ HAKLI ŞİKAYETLERİ
Ekonominin daraldığı, enflasyonun çok yükseğe çıktığı, ihracatın gerilediği bu ortamda Türkiye’nin her köşesinden şirketlerin konkordato talebinde bulunduklarına ilişkin haberler geliyor. Ancak, borçluyu koruma amaçlı konkordato alacaklı açısından sıkıntı yaratıyor ve Sanayi ve Ticaret Odalarının yöneticileri bunu sık sık dile getiriyorlar.
Örneğin, Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, sıkıntılarını, ‘Konkordatoda alacaklıyı da koruyacak sistem gerekiyor’ diye özetlemiştir
Sayın ATO Başkanı Gürsel Baran devamında, hâlen yaşanan finansmana erişim sorununun yatırım ve büyüme iştahının önüne geçtiğini belirtirken, bu faizin hiçbir işletme için uygun ve verimli olmadığını söylemiştir. Başkan Baran, mevcut konkordato sisteminin alacaklı firmaların varlığını tehlikeye düşürdüğünü belirterek, alacaklıları da koruyacak bir konkordato fonu kurulmasını önermiştir.
ALACAKLILARIN VARLIĞI TEHLİKEYE GİRİYOR
Konkordato sisteminde alacaklının kendini güvencede hissedebileceği bir dayanağı maalesef yok. Sistem bir şirketi kurtarmak hedefiyle işlerken, o şirketten alacağı olan işletmelerin varlığını riske sokuyor. Bir zincir halinde işleyen ticari sistemde, alacağını tahsil edemeyenler borcunu da ödeme konusunda sıkıntı yaşıyor. Böylelikle zincir bir yerden kırıldığında ticari sistem zarar görüyor. Konkordato ilan eden şirketin, borcunu ödemek için değil koruma kalkanı için mahkemeye başvurduğu izlenimi oluşuyor.
Alacaklıların koruma altına alınabilmesi ve konkordato kurumunun tam olarak işlevsellik kazanması için alacaklarda herhangi bir tenzilat yapılmaksızın alacağının ödenmesinin yasal güvence altına alınması gerekir. Aksi halde bir firma iflastan korunurken başka firmalarının iflasının önü açılıyor.
“KONKORDATO FONU” KURULMALIDIR
Alacaklılara güvence sağlayacak bir Konkordato Fonu’nun kurulması gerektiği konusunda yaygın talepler yükseliyor. Bu görüşlere ben de katılmaktayım. Şirketi konkordato ilan edecek konuma getiren sahibi veya yöneticilerinin mal varlığına, borçları tamamen ödeninceye kadar el konulabilir. Alacaklılar da sıra beklemek yerine, oluşturulacak fondan tahsilatını yapabilmeli ve borçlu bu fona olan borcunu faiziyle birlikte belirlenen sürede ödeyebilmelidir.
Kanaatimizce, İflas Erteleme yerine Konkordato düzenlemesi yapılırken, kısa sürede, akademisyenler tarafından da yeterince tartışılmadan düzenleme yapılmıştır. Daha sonra da aksaklıklar giderilmeye çalışılarak revizeye tabi tutulmuştur. Sayın ATO başkanının da ifade ettiği gibi halen dahi düzenlemeler yapılması ve konunun netleştirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda da ifade edildiği gibi 09.06.2021 tarih 7327 sayılı yasa ile belirtilen maddelerde aksaklıkların giderilmesi sistemin daha iyi işlemesi amacıyla düzenlemeler yapılmış ise de yeterli değildir. Örneğin, tüm alacaklılara ödeme tarihine kadar yasal ya da ticari faizin işletilmesi imkanı verilmelidir ki alacaklılar da mağdur edilmesin. Ayrıca verilen konkordato tasdik kararı tarihinden itibaren makul güvence raporu verilen iyileştirme projesinde öngörülen süre başlatılmalı ve değiştirilmemelidir. Kararın kesinleşmesi beklenmemeli, kararın kesinleşmesine kadar olan süre de projenin süresini uzatmaya neden olmamalıdır. Bu konu alacaklıların aleyhine borçlunun lehinedir.
BORÇLUNUN BORCU KABUL ETMESİ YETERLİ OLMALI
Alacaklılar toplantısına elinde belge olmasa bile ilan süresi içinde müracaat eden alacaklı da dahil edilmeli, kavram kargaşası önlenmelidir. Zaman zaman karşılaştığım için biliyorum, özellikle maliyeci komiser arkadaşlar belgesiz müracaatı kabul etmeme eğilimindedirler. Konkordato için ilk müracaatta alacaklılar listesinde yer almasa dahi borçlu borcu kabul ediyorsa alacaklı toplantıya alınmalı toplantı nisabına ve ödeme planına dahil edilmelidir. Bu alacak muvazaalı da olabilir. Bu durumda Komiser Heyetininin, sayın mahkemeye vereceği raporda alacağın geçersiz olduğunu gerekçesi ile birlikte ifade etmesinde sakınca yoktur. Nihai takdir zaten mahkemelerindin.
ADININ DEĞİŞMESİ DE İYİ OLUR
Bir de kurumun adının Konkordato değil Türkçe bir isim olsa uygun olacağını düşünüyorum. Zaman zaman komiser arkadaşların bir kısmı dahi Konkordato yerine Konkardato veya değişik ifadeler kullanılmaktadır. Önermesi bizden. Takdir her zaman olduğu gibi kanun koyucunun ve mahkemelerindir.