TÜRKİYE Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı, bir süre önce yönetim kurulu toplantısında şu konuyu açtı:
- Yıllardır sorun olarak gördüğümüz “Beyin Göçü” kendi içinde fırsatlar barındırabilir mi?
Sorunun yanıtı için 2020 yılında “Türkiye Bilim Raporu”nu yayınlayan Chicago Üniversitesi İktisat Profesörü Ufuk Akçiğit’in kapısı çalındı. Prof. Akçiğit, çok önemli saptamalar içeren, zengin önerilerin de yer aldığı raporu hazırladı:
Türkiye Akademik Diaspora Raporu…
Faruk Eczacıbaşı ev sahipliğinde gerçekleşen bir buluşmada Prof. Ufuk Akçiğit’in hazırladığı raporun özetini içeren sunumunu dinledik. Önce şu saptamayı paylaştı:
- Türkiye, verimlilikte gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kaldığı için orta gelir tuzağına saplanmış durumda. Bilimsel araştırmalar ve uygulamalı Ar-Ge yatırımları ile ortaya çıkacak teknolojik atılımlarla orta gelir tuzağından çıkılabilir.
Yeni ekonomik modellerin tartışıldığına işaret etti:
- Bu tartışmaların genel olarak sermayeye ve sermayenin nasıl bulunacağına odaklandığını gözlemliyoruz. Unutulmamalıdır ki uzun vadeli büyümenin en önemli belirleyicisi ekonomik verimlilik artışıdır.
1960’lı yıllara uzanarak şu karşılaştırmayı ortaya koydu:
- Türkiye’de kişi başına milli gelir, 1960’ların başından beri ABD’nin yüzde 20’seviyesinde seyrediyor. 1960’ta Türkiye’nin gerisinde olan Singapur, Güney Kore, Litvanya, Polonya, Şili, Çin 2020’lere gelindiğinde Türkiye’nin üzerindedir.
Singapur’un ABD’yi de geçtiğini vurguladı:
- Güney Kore ABD’nin yüzde 50’sine ulaşmış bulunuyor. Bu ülkelerin hepsi söz konusu gelişmeyi sermaye artırımının yanında verimliliklerine yatırım yaparak sağlamışlardır.
Şu noktanın altını çizdi:
- Türkiye, OECD ülkeleri arasında Ar-Ge’nin milli gelire oranı konusunda en gerilerde bulunuyor. Ancak, özel sektör Ar-Ge’sine kamunun destek oranı açısından ise en önlerde yer alıyor.
Bunun ne anlama geldiğini şöyle özetledi:
- Yani, Türkiye’de Ar-Ge için gerekli teşvikler veriliyor. Ancak yeterince olumlu sonuç alınamıyor.
Ar-Ge desteklerinin daha etkili hale getirilmesi için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
Verilen teşviklerin analizleri yapılmalı, verimli olmayan destek programları kapatılıp elde edilen kaynaklar daha verimli programlara aktarılmalı.
Ar-Ge teşviklerine ve diğer yatırım kaynaklarına, performans göz önünde bulundurularak en çok hak eden şirketlerin ulaşması sağlanmalı. Özellikle hızlı büyüyen firmalar teşviklerden daha çok yararlandırılmalı.
Teşvikler, araştırma ve teknolojinin merkezindeki kurumlar olan üniversiteler üzerinden verilmeli.
Teşviklerde niceliğe değil niteliğe odaklanılmalı. Katma değeri olmayan firmaların ucuza mal satmalarını desteklemek doğru bir yol değil.
Ardından ekledi:
- Hemen her şirkete ne ürettiğine bakılmaksızın bulunduğu coğrafi bölge dikkate alınarak verilen yaygın Ar-Ge teşviki ve diğer teşvikler bir nevi “kurumsal sosyal yardım”dan öteye gitmez. Teşvik, gerçekten fark yaratana, inovasyona verilirse bir anlam ifade eder.
Prof. Ufuk Akçiğit, Almanya’dan ABD’ye kadar farklı ülkelerde şirketlere danışmanlık hizmeti veriyor, doğru adımlar atabilmelerine katkıda bulunuyor.
Özellikle ülkemizi yöneten kadrolardan birileri, “Şu Ufuk Hoca’nın önerilerini yakından incelemekte fayda var” der mi?
Yurt dışında bulunmuş kadın araştırmacıların oranı düşük görünüyor
Chicago Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Ufuk Akçiğit, hazırladığı raporda kadın araştırmacılar üzerinde durdu:
- Kadın araştırmacıların aktif olan Türk araştırmacılar arasındaki ortalama oranı 1980-2020 döneminde yüzde 37 iken yurt dışında bulunmuş Türk araştırmacıların oranı yüzde 28’dir. Yani çok daha düşüktür.
Toplumda kadınların mobilitesinin önünde engeller olduğunun düşünüldüğünü vurguladı:
- Buna ek olarak kadınların erkek araştırmacılara göre daha az makale yayımladıkları görülmüştür. Bu bulgular toplumda ve araştırma kurumlarında kadınlara yapılan ayrımcılıklara işaret ediyor.
Kadınların bilimsel araştırmalardaki pozisyonlarının artırılması için yapılması gerekenleri sıraladı:
- Araştırma kurumları içinde katı ayrımcılık karşıtı politikalar uygulanmalı.
- Kadınlar için yurt dışı yüksek eğitim bursları artırılmalı.
- Türkiye’deki kadın araştırmacıların kongre ve konferanslara katılımı teşvik edilmeli, yaptıklarını anlatabilecekleri platformlar yaratılmalı, kadınlar için özel araştırma fonları sağlanmalı.
- Kadınların toplumda yaşadığı baskıları ve ayrımcılıkları inceleme ve toplumu bu konularda eğitmeyi hedefleyen komiteler kurulmalı.