GİRAY DUDA
Bugünlerde kimsenin ağzından düşmeyen yapay zeka konusunu yıllar öncesinden bu yana Türkiye’deki her platformda gündeme getirip anlatan gayretkeş bir sivil toplum örgütü var: Yapay Zeka Platformu. Bu platformun kurucusu, yapay zeka aktivisti Halil Aksu ile kısa süre önce toplanan Yapay Zeka Zirvesini ve yapay zeka sorunlarını konuştuk.
- Halil bey geçenlerde Yapay Zeka Zirvesi düzenlediniz. Yepyeni bir oluşumun altıncı yılında böyle bir kalabalığı görmek biraz heyecan verici ve sevindirici herhalde değil mi?
- Evet, çok heyecan verici.
- Pandemi döneminde etkinliklerinize bir ara vermiş miydiniz?
- Fiziki etkinliklere ara vermiştik tabii. Evet, 2018'de ilkini yapmıştık, iyi bir kalabalık vardı. 2019'da UNIQ Maslak'ta, geniş bir alanda bin 500 kişiyi ağırladık. Bugün de herhalde 800 – 900 kişi civarında. Yine salondan daha fazla bir kalabalık. Salon doldu taştı. Dışarısı da kalabalık. 2020'den beri biz buna online bir Türkiye Yapay Zeka Haftası demiştik.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılına hem insan zekasıyla hem yapay zekayla gümbür gümbür giriyoruz. Daha güzel bir 100'üncü yıl, yüz yıl olsun inşallah inşallah. Ama tabii şu an çok mutluyuz, çok güzel bir kitle geldi tabiri caizse 7'den 70'e. Genç öğrenciler de vardı, akademisyenler de.
ÖZEL SEKTÖRÜN BÜYÜK İLGİSİ VAR
- Oradaki topluluk kimlerden oluşuyordu?
- Yapay zeka profesyonelleri, yöneticiler çoğunluktaydı. Özel sektörle özellikle çok yakın çalışıyoruz İstanbul’da. Tabii biz Ankara'ya çok yakın değiliz ama kamu sektöründen de gelenler vardı, sivil toplumdan da vardı. Ama ana hedef kitlemiz ve en çok değer kattığımız, bence ülkeyi de en ciddi hızlandıran, dünyada da bunun böyle olduğunu görüyorum, özel sektör. Özellikle bu teknolojinin yapay zeka adaptasyonu konusunda girişimciler ve özel sektör ve yatırımcılar, tabiri caizse kapitalist dünya bu işi sürüklüyor.
Bu işi de sevdi. Kapitalist dünyada biliyorsunuz 2021 yılındaki çılgınlık yaşandı. Sonra 2022 yılı. 2023 biraz durgun geçse de yapay zeka alanına ülkemizde de ciddi yatırım var.
BİR PLATFORM, PAZAR YERİ KURDUK
- Hem startuplar kendilerini anlattılar hem de yatırımcılar var onları dinledi muhtemelen değil mi? Melek yatırımcılar da yerini almıştır herhalde.
- Gerçekten Türkiye yapay zeka inisiyatifini aslında böyle kurguladık. Sistem bir platform. Bir pazar yeriydi bir çeşit orası.
Olması gereken de o zaten. Çok güzel hem de spesifik konuda. Evet bir pazar yeri gelip neler yapıyorlar diye anlatmalarını, tanıtım yapmalarını sağladık. Amerika’dan, Kanada’dan, Singapur’dan bağlanarak kendilerini tanıtanlar oldu.
YAPAY ZEKA ZEKİ Mİ?
- Sizinle iki yıl önce konuştuğumuzda yazıya, ‘Yapay zeka o kadar da zeki değil’ başlığını atmışız. Evet ama, şimdi sanki bir anda çok zeki oldu değil mi? Sıçrama yaptı 1 - 2 yıldır. Bunu nasıl açıklayabiliriz, nasıl oldu bu?
- Gerçekten de öyle oldu. Yani çok güzel tespit ettiniz, öngöremedik bunu. Bence hiç kimse ön göremedi. Google, Microsoft ve bu büyük şirketler bile yani Silikon Vadisi'nin göbeğinde para içinde yüzen, trilyonlarca doları olan şirketler bile bunu bu şekilde göremedi. Doğal dil işleme, net processing yapay zeka dünyasındaki teknik tabiri dil işi yapay zeka sorununu büyük oranda çözüldü.
Yani artık biz şu an alfabe, gramer ve kelime, sözlük, lügat kurallarına dayalı olarak birbirimizle iletişim kurabiliyoruz. Evet, bunun mekanizması bizim açımızdan daha kuvvetli, yani bizim zekamız. Diyelim ki epeyce birkaç dilde bunları idrak edebiliyoruz. Ama yapay zekanın arkasında çalışan bilgisayarlar sonsuz ölçeklenebilir olduğu için hem çok hızlı öğrenebiliyorlar hem de bizim idrak edebildiğimiz daha fazla kapasiteleri var ve daha hızlılar.
ULAŞABİLDİKLERİ TÜM VERİYİ YÜKLEMİŞLER
Şimdi Nvidia diye bir şirket var. Normal bilgisayarlardaki işlemcilerden daha hızlı çalışan ve genelde oyun dünyasında çok kullanılan grafik işleme dünyasında ve sonra da Bitcoin madenciliği dünyasında çok kullanılan işlemciler üretiyor. Bu Processing Unit’in aynı zamanda yapay zeka dünyasında da yapay zeka algoritmalarına uygun, iyi geldiği fark edilince şirket bir anda sıçrama yaptı. 2018 – 2020’li yıllarda müthiş gelişti.
Haziran 2020'de, GPT 3, 175 milyar parametre büyüklüğünde bir yani. Ve öyle bir bilgisayar kurmuşlar ki birkaç yüz milyon dolar harcayarak Türkiye'de o ölçekte bir veri merkezi yok. Senin Koç sistemin ve tüm veri merkezlerinden büyük ve erişebilecekleri, ulaşabildikleri tüm veriyi yüklemişler.
Yani tüm interneti düşünün. Tüm kütüphaneleri, tüm dergileri gelmiş, inanılmaz insanlık bilgisinin tamamını tanıyabilecek bir lügat oluşturmuşlar ve o lügat, o kelimelerin arasındaki semantik bağlantıları çözmüşler. Ve o makina 2 yıl, 3 yıl kesintisiz çalışmış. Kesintisiz ve bugün hepimizin şaşkınlıkla kullandığı her dilde çalışan o meşhur en meşhuru oldu.
Tabii 30 Kasım 2022 tarihi ile bir anda hayatımıza giriverdi. TikTok 100 milyon kullanıcıya 1 yılda ulaştı. Instagram 2 yılda ulaştı. Chat GPT birkaç haftada ulaştı gerçekten. Genel kültür seviyesinde aklınıza gelebilecek her şey var. Yani yemek tarifinden yol tarifine, yapay zeka kodu nasıl yazılırdan benim psikolojik sorunlarım var nasıl çözerime kadar her şey. Her dilde bayağı iyi kalitede yanıt alabileceğiniz bir noktaya bir anda geliverdik.
GOOGLE BARD’I HAZIR TUTUYORDU
- Microsoft'un Bing’i şu anda GPT-4 kullanıyor. Google da Bard sistemini kullanıcıların hizmetine sundu. Bard ile Bing arasında karşılaştırma yaptım birkaç kere, Bard çok daha iyi, güzel sonuçlar veriyor. Bing, ‘Ben basit bir konuşma dili bilgisayarım, özür dilerim ama buna cevap veremeyeceğim.’ Mesajı ile karşılık veriyor.
- Google 1998 yılında kuruldu ve Google 1998 yılından beri sizin, benim, yeryüzünde internete bağlanan herkesin internette ne aradığını biliyor ve kaydediyor. Biraz önce de bilgisayar tarif ettim. Google o bilgisayardan bin kat daha büyük ve yirmi beş yıldır çalışan bir bilgisayar sistemi kullanıyor. Bard, GPT’den önce hazırdı ama yayına koymamışlardı. Google hemen Bardı çıkardı, bende de var dedi.
Şimdi Google ile Microsoft arasında böyle büyük bir rekabet var. Apple, Amazon ve diğerleri girmediler. Küçük küçük kenarından giriyorlar ama bunlar da geri kalmasını beklemek olmaz.
Yapay zekanın artık medeniyetimizin önemli, vazgeçilmez bir işletim sistemi haline geleceği aşikar. Bu yapay zeka uygulamaları ve onların üzerinden bir şeyleri çalıştırmak artacak. Yani dışarıdaki şirketler oldukça çoğaldı ve günden güne hızla artıyor..
400’E YAKIN STARTUP VAR
- Türkiye’deki yapay zeka çalışmalarının başlangıcı ve gidişi hakkında neler söylersiniz?
- Bizim de küçük de olsa az da olsa çorbada tuzumuz var. Bu farkındalığı arttırmak adına biz 2017 yılında ilk yapay zeka platformu kurduğumuzda iki elle sayacak kadar startup vardı ve küçüklerdi. Yapay zeka şirketlerinin zeka farkındalığı da çok düşüktü. Tabi bunun çağrısını yapa yapa, toplantılarını düzenleyerek, şirketlere seminerler vererek pazarı büyüttük. Bugün işte dört yüze yakın startup var. Türkiye'de yapay zeka alanında çalışan girişimci bir milletiz. Gözümüzü karartıyoruz, biraz hesap kitap yapmadan, yani kervan yolda dizilir misali bodoslama giriyoruz tabiri caizse. Başarılı olanlar var, olamayanlar yerinde sayanlar var ilerleyen var tabii.
ORTA LİGDEYİZ
Yatırım paraları biraz az. Ülkemizde girişimci sermayesi, kapital biraz daha fazla olsun arzu ediyor insan ama koşulları belli. Bana çok sık soruyorlar: Türkiye’yi dünya genelinde yapay zeka konusunda nasıl görüyorsunuz diye. Her konuda Türkiye dünya sıralamasında neredeyse, yapay zekada da kabaca orta ligdeyiz biz. Evet, ekonomik gücümüz bakımından, inovatif olmak bakımından, eğitim bakımından, sağlık bakımından bazı yerlerde biraz daha iyiyiz, bazı yerlerde biraz daha kötüyüz, ortalamayız. Amerika, Çin, İngiltere ile rekabet etmek imkansız. Onlar bu işte elli yıl yüz yıl ilerideler, veri miktarı bakımından, şirketin ürünleri yetenekleri bakımından. Bizim çocuklar da dünya literatürünü takip ediyor ama işte ülkemizdeki harcama kabiliyeti sınırlı.
BANKALARIN İLGİSİ BÜYÜK
- Büyük paralara ihtiyaç duyan yatırımlar söz konusu ise bankaların bu yarışta en öne geçeceğini söylemek yanlış olmaz değil mi?
- Evet, bu bakımdan ülkemizdeki çizgi ötesi kurumu, İş Bankası’nı anmadan geçmek olmaz. Herhalde yapay zeka alanında ülkemizdeki en gelişmiş şirket. İş Bankası’nın yönetim kurulu bu alandaki yapılan çalışmaları fark etti. Koç Üniversitesine 25 milyon dolar bağışladılar ve orada şu anda Türkiye'nin en ileri yapay zeka araştırma merkezi kuruldu. Bizim de onları yönlendirmelerimiz oldu. İş Bankası’nda yüzün üzerinde yapay zeka uzmanı vardır. İş Bankası’ndaki bu işlerin arkasındaki vizyon sahibi beyefendi, Genel Müdür Hakan Aran bankanın teknoloji lideridir.
Mesela Pınar Abay hanımefendi vardır. ING Bank genel müdürüydü ve “Biz bankacılık lisansı olan bir teknoloji şirketiyiz aslında” derdi. Bankacılık gerçekten çok aşırı dijital cereyan ediyor ve kredi riskinizi hesaplamak için, fiyatlama hesaplamak için, müşteriye özel hizmet vermek için çok yoğun dijital teknolojiler ve özellikle de ileri analitik ve yapay zeka kullanılıyor.
EKONOMİ DÜZELİRSE YAPAY ZEKAYA YATIRIM GELİR
- Şu andaki ekonomik sıkıntıları aşıp enflasyonu yeterince düşürebilir ve döviz kurları ile cari açığı stabil hale getirirsek yapay zeka gibi önemli konulara daha çok para sağlayabiliriz değil mi?
- Dediğiniz gibi ekonomi biraz daha toparlanırsa, beklenen yatırımlar gelecektir. Bu yatırımlar kesinlikle sanayiye gidecektir, tarıma da gidecektir ve bir de finans sektörüne gidecektir. Dijital teknolojiler, bilgi teknolojileri içindeki en önemli iki üç alandan birisi yapay zekadır diyebiliriz. Yani tabii ki bu ve benzeri teknolojiler çok ciddi yatırım çekiyor. Bu altyapılara büyük paralar harcanıyor. Diğer yandan nesnelerin interneti, akıllı şehirler, akıllı binalar, akıllı fabrikalar alanında da yatırım yapılacaktır. Kameralara sensörlere para harcanacaktır. Bunların hepsinin topladığı veriler günün sonunda bir yerde analiz ediliyor. Yani akıllı fabrikanın akıl kısmı geliyor. Akıllı fabrika, akıllı şehir, akıllı bina, akıllı havalimanı. Akıllı dediğiniz her şey kısmen analitik ve insan aklıyla oluyor ama artık yavaş yavaş büyük oranda yapay zekaya doğru evriliyor.
10 KATI FAZLA ÇALIŞMALIYIZ
- Burada, sanayinin de birinci sorunu olan nitelikli, bilgili eleman temini nasıl olacak sorusu ile karşı karşıya kalıyoruz.
Evet, yatırım olsa da eleman nasıl sağlanacak, bunları kim kullanacak? Türkiye'deki üniversiteler ya da diğer bilim kuruluşları yapay zeka için çalışacak bilim insanı yetiştirmek için yeterli mi? Daha çok çalışmak gerekiyor, farkında mı? Ona göre birimler açıldı mı? Kesinlikle çok daha fazla çalışmamız gerekiyor. On katı olması gerekiyor.
Biz zihniyetleri açmak için uğraşıyoruz. Bunun çılgınlığını yapıyoruz. Seminerler veriyoruz, zirveler düzenliyoruz. Her ay, düşünün. 2017’den beri bu ay herhalde yetmiş beşincisini düzenledik. Altı yılı aşkın süredir her ay bir saat, bir buçuk saat süren bir toplantı yapıyoruz. Hepsinin video kayıtları var. Büyük bir kütüphane, büyük bir arşiv oluştu. Dönüp baktığımızda hangi yıllarda hangi konular konuştuğumuzda görüyoruz?
Evet güzel girişimler de var. Bazı üniversitemizde yapay zeka mühendisliği bölümleri kuruldu. Üç bin kırk öğrenci alıyorlar yılda. Yani bu okyanusta bir su damlası. Teknik üniversitelerde matematik okuyan, fizik okuyan, istatistik okuyan, bilgisayar mühendisliği, elektronik mühendisliği, endüstri mühendisliği bölümlerden çıkan hepsi aslında bu alana odaklanabilir. Temel kodlama bilgisi gerekli. Yani algoritmik düşünme, daha analitik düşünme bilgisi gerekli. Her insanda yok. Buna daha yatkın olanları bilirsiniz. Matematiği seven, bulmaca çözmeyi seven çocuklar vardır. Buraya doğru yönlendirmek lazım. Burada pozitif ayrımcılık yapmak lazım. Kız çocuklarımız çok az. Bu alanda çalışan genelde çok erkek ağırlıklı bir alan burası.
Kodlamayı ilkokul seviyesine kadar indirgememiz gerekiyor. Şirketlerde alıcı tarafındaki farkındalığı ve iştahı kabartmak gerekiyor. Yine bundan dolayı biz bu toplantıları yapıyoruz ve ekonomik koşulların, yaşam koşullarının iyileşmesiyle. İnsanlar yurt dışına gitmekten vazgeçebilir. Yurtdışında çalışan bir kesim var. İhmal edilmeyecek kadar bir kesim. Ben iyimserim genel itibariyle olayın geliştiğini görüyorum. Genel olarak daha iyi olacağını da düşünüyorum. Biz bu farkındalığı yaymaya, bunun sözcülüğünü yapmaya, tabiri caiz ise iş çığırtkanlığını yapmaya devam edeceğiz.