Sanayi sektöründeki dört büyük Sanayi Odası’nın başkanları, 2024’e girerken sorunlarını, beklentilerini ve taleplerini açıkladılar. 2024’ün ilk yarısında beklenen yüksek enflasyon, iç ve dış talep daralmasına dikkat çeken başkanlar, uygulanan ekonomik politikanın titizlikle ve disiplin içinde sürdürülmesi gerektiğini vurgulayarak bir yandan da sanayiyi güçlendirecek karar ve uygulamalara öncelik verilmesini istediler.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: 2023’te 2022 şoklarının olumsuz yönlerini miras aldık.
YAPISAL REFORMLARI BEKLİYORUZ: “Yeni ekonomi yönetiminin ortaya koyduğu hedefleri bir nihai nokta değil, bilakis ara hedefler olarak görüyoruz. Programda ortaya konan makro hedefleri yapısal reformların izlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Orta Vadeli Program’da ortaya konulan hukuk başta olmak üzere yapısal dönüşüm vizyonunun kağıt üstünde kalmaması çok önemli. Ülkemizde sadece makro ekonomik dengeleri değil, yatırım iklimini de onarmamız gerekiyor.
SANAYİ VE TEKNOLOJİYE ODAKLANMALIYIZ: “Teknolojik dönüşümün devam etmesi, yeşil ekonomiye geçiş sürecinin hızlanması, sürdürülebilirlik odaklı politikaların ve üretim yöntemlerinin daha da önem kazanması gibi faktörler ile dijitalleşme ve yapay zeka gibi alanlarda teknolojik yeniliklere odaklanmak, yetenek geliştirme programları oluşturmak ve uluslararası iş birliklerini artırmak gibi adımlar küresel rekabet gücümüzü artırmak adına sanayi ve teknoloji alanlarına odaklanmanın sürdürülmesi önceliklendirilmelidir.”
ENFLASYON ZAFERİ HENÜZ KAZANILMADI: “Dünya ekonomisinde 2023 yılı, 2022’de yaşanan şokların devam eden olumsuz etkilerini miras aldı. Gelinen noktada küresel ekonomik ortam, dipten dönüş sinyallerine rağmen, halen ülkemiz ekonomisi için destekleyici olmaktan uzak. Bunun ana sebeplerinden birisi yüksek faiz ortamı. Son verilere baktığımızda, enerji şokunun büyük oranda atlatılmasıyla enflasyon geri çekilirken büyük merkez bankaları da faiz artırımlarını hemen hemen sonlandırmış durumda. Yine de dünya enflasyon karşısında mutlak zafer ilan edebilmiş değil. Faizler muhtemelen 2024’ün ilerleyen dönemlerine kadar yüksek kalacak.”
SEÇİMSİZ DÖNEM BİR FIRSAT OLACAK: “Hiç kuşkusuz, makro istikrar konusunda yol alındıkça, kredi maliyetleri de normalleşecek ve kredi piyasasında yaşanan tıkanmalar zamanla aşılacaktır. Öte yandan sanayimizin yeni nesil finansman modelleriyle buluşturulması ve kredi dışı fonlama kanallarının yerleşiklik kazanması için daha fazla çaba harcamamız gerekiyor. Yerel seçimlerin de geride kalmasıyla önümüzdeki yılın özellikle ikinci yarısından itibaren hiç de kısa sayılamayacak bir seçimsiz dönem ülkemize son derece değerli bir fırsat penceresi sunuyor.”
ASO Başkanı Seyit Ardıç: 2024 yılından beklentilerimiz yüksek,
İDEALLERİMİZ İÇİN YILMADAN ÇABALARIZ: “Bugün bulunduğumuz nokta ideal değilse de ideallerimize yaklaşmak için yılmadan çabalayan bir ulusuz. 2024 yılından ve sonrasından beklentilerimiz yüksek, dilerim umutlarımızı, beklentilerimizi karşılayan bir yıl olur.”
EN ACİL İHTİYACIMIZ ENFLASYONLA MÜCADELE: “Ekonomik açıdan Türkiye 2024 yılına önceki yıllardan devreden zorlayıcı koşullar içerisinde adım attı. Başlıca problemlerimiz yüksek enflasyon, üretim maliyetlerinin yüksekliği, önemli dış pazarlarımızda süregelen durgunluğun ihracatı baskılaması, yılın ikinci yarısından itibaren uygulanan sıkılaştırıcı politikalar, artan finansman maliyetleri ve süregelen işsizlik problemidir. Bulunduğumuz noktada enflasyonla mücadele, fiyat istikrarının ve finansal istikrarın tesisi, makroekonomik öngörülebilirliğin sağlanması ekonomimizin en acil ihtiyaçları. Orta ve uzun vadede ise üretimde nitelik ve verimlilik artışlarının sağlanması, sürdürülebilir büyüme için temel hedefimiz.
BİZİ ZOR BİR DÖNEM BEKLİYOR: “Sanayi sektörünü kolay olmayan bir dönem bekliyor. Yıllık bazda güçlü bir artış gösteren büyüme verileri, çeyreklik bazda değerlendirildiğinde bir önceki çeyreğe göre yavaşlamanın başladığı sinyalini veriyor. Enflasyonla güçlü ve kararlı bir mücadelenin büyüme ve üretim üzerinde geçici etkileri olacağının farkındayız. Fakat fiyat istikrarının sağlanması gerekiyor. Bu bakımdan enflasyonla mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürülmesini doğru buluyoruz.”
TEŞVİKLERDEN DAHA FAZLA FİRMA YARARLANDIRILMALI: “İmalatçı firmalarımızın sadece yüzde 10 kadarı ihracat yapıyor. Son dönemde teşvikler ihracatı attırma hedefine yoğunlaştı. Fakat ihracat yapan imalat firmaları, ülkemizdeki toplam işletmelerin sadece yüzde 1’ine tekabül ediyor. Teşviklerin kapsam olarak yetersiz olduğu çok açıktır. İmalat ihracatının yüzde 80’inden fazlasını 3 bin 500 büyük firma geçekleştiriyor. 3 bin 500 firma toplam işletmelerin binde biri demek. KOBİ’leri ihracata yönlendirecek mekanizmalar devreye alınmalıdır.”
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ATSO Başkanı Ali Bahar: Sanayi öncülüğünde büyüyeceğiz
İKİNCİ YARIDAN UMUTLUYUZ: “Ülkemiz, ekonomik büyümesini sürdürerek daha adil bir toplum olma yolunda ilerlemeyi sürdürecektir. Toplumsal ilerleyişimiz, özgürlük, demokrasi ve güçlü bir kalkınma vizyonunda karşılık buluyor. Yapısal alanlarda gerçekleştirilecek çalışmaları vizyoner ve inovatif buluyoruz; bu yıl kötü başlasa da başladığımızdan daha iyi bir noktada tamamlıyoruz. Öncü veriler ekonomimizde normalleşme sürecinin devam ettiğini gösteriyor. Gelecek yıl bugünlerde enflasyonda zoru geçmiş olacağız. İhracat için 2023’ten daha iyi bir dönem bizi bekliyor. Bu iyileşmeleri 2024’ün ikinci yarısında görmeye başlayacağız.”
İHRACAT İÇ PİYASAYA ALTERNATİF DEĞİL: “İç talepteki yavaşlamanın göstergesi olan PMI endeksi ve perakende satış verilerinin uzun süredir düşüşte olması en önemli daralma göstergesidir. İç pazarımızdaki zayıf büyüme nedeniyle ihracatın iç piyasaya bir alternatif olmadığını görüyoruz ve bunu uzun bir süredir dile getiriyoruz. Bunun için bir kere daha kademeli bir yavaşlama ve KOBİ’leri ayakta tutan bir ekonomi politikasından yana olduğumuzu tekrarlamak istiyorum.”
YATIRIM VE İHRACAT POLİTİKALARINI DESTEKLERİZ: “Ekonomi yönetimi bu süreci şu ana kadar başarılı ve proaktif bir şekilde yönetti. Ancak hepimiz bu ülkenin sanayisiz büyüyemeyeceğini, böyle bir büyümenin sürdürülebilir ve istikrarlı bir büyüme olamayacağını biliyoruz. Bizim ülke olarak sanayi öncülüğünde büyümeye ihtiyacımız var. Tüketimde yaşanan büyüme, üretimde yaşanan zorluklar, enerji ve iş gücü maliyetleri hepimizin malumu. Yatırım ve ihracatı destekleyen politikalara hepimiz imzamızı atarız.”
İHRACAT AŞAĞI YUKARI YERİNDE SAYACAK: “Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız ve Sayın Hazine-Maliye Bakanımız yatırım ve ihracatı sonuna kadar destekleyeceklerini ifade ediyorlar. İç piyasaya üretim yapan firmalarımızın gözden kaçmaması gerekiyor. Hedef pazarımızdaki zayıf büyüme nedeniyle ihracat, iç piyasanın bir alternatifi olmayacak. Orta Vadeli Program’da belirtilen ihracat artışı hedefi dolar bazında yüzde 4’ün altında gözüküyor. Bu gösteriyor ki ihracat aşağı yukarı yerinde sayacak. İhracat büyümezken, iç piyasayı daraltmak çok sayıda firmanın kapanmasına neden olabilir.” diye konuştu.
SANAYİ ODAKLI VE DENGELİ BÜYÜME: “Bizim gibi bir ülkenin mutlaka ve mutlaka, her zaman istikrarlı ve yüksek oranlı bir sanayi büyümesine ihtiyacı var. Sanayi büyümezse, hizmetler bir ülkeyi uzun süre ayakta tutamaz. Çünkü hizmet sektörleri uzun dönemde sanayi sektörünün performansına bağlıdır. Sanayisi ile büyüyen bir ülkede büyüme hızının volatilitesi düşük olur. Yani çeyrekten çeyreğe büyüme oranları arasında fazla fark olmaz. Bize bu gerekiyor. Yani biz sanayi odaklı ve dengeli büyümeyi öngören bir ekonomi politikası bekliyoruz.”
Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi: 2024 yılı ekonomide önemli bir dönemeç olacak
İHRACAT VE İTHALATTA AKSAKLIK YAŞIYORUZ: “Pandemiyle birlikte başlayıp bozulan ticaret zinciri, ardından Rusya-Ukrayna savaşı ve şubat ayında şehrimizle birlikte 11 ilimizde yaşadığımız deprem felaketinin psikolojik ve sosyal olduğu kadar üretim ve ticaretimize de maalesef olumsuz etkileri oldu. Tüm bu olumsuzluklar ve yıkıma rağmen kamu tarafından kolaylaştırıcı adımlar ve sağlanan desteklerle önemli mesafeler katettik. Depremin ardından İskenderun Limanı’ndaki yangın sonrası Mersin Limanı’nda yaşanan yoğunluk maalesef devam ediyor ve şehrimizle birlikte bölgemizden yapılan ihracat ve ithalatımızda ciddi aksaklıklar yaşıyoruz. Bölgemizin toparlanabilmesi için gerek finansman konusu, gerek teşvik ve desteklerin devam etmesi, Gaziantep merkezinde verilen desteklerden birebir faydalandırılması gerekiyor.”
2024 YILI MÜCADELE İLE GEÇECEK: “Ülke olarak kendi koşullarımızı da göz önünde bulundurduğumuzda Orta Vadeli Program çerçevesinde alınan kararların taviz verilmeksizin uygulanması gerekiyor. Fiyat istikrarı, faiz ve kur istikrarı burada anahtar unsurlar. Tabii bu süreç makro ölçekte bir iyileşmeyi getirirken, bir dönemeç olacağına inandığım 2024 yılının da bir süre daha mücadele ile geçeceğini düşünüyorum. Faiz politikalarının sonuç vermesi ve yüksek enflasyonun dizginlenmesiyle öngörülebilirlik ve piyasalarda tam manada güvenin sağlanmasıyla rahat bir nefes alacağız.”
İKİZ DÖNÜŞÜMDE ROL MODELİZ: “Sanayide yeşil ve dijital dönüşümü de ilk başaran şehir olarak tüm kentlerimize rol model olmayı hedefliyoruz. Gaziantep olarak 2022 yılında 10.5 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştik, deprem felaketi ve türlü zorluklara rağmen yıl sonunda 10 milyar doların üzerinde ihracata ulaşmayı bekliyoruz. Gaziantep önümüzdeki süreçte de yenilikleri sanayimize adapte ederek büyümeye devam edecektir.”