Bildiğiniz gibi son üç ayki yazımızın konusu iletişimdi. Bu ay da biraz pratik, yani hemen bugünden itibaren uygulanabilecek bazı iletişim uygulamalarından maddeler halinde söz ederek bu konuyu kapatmak istiyorum;
► BİR İNSANLA İLK TANIŞTIĞINIZDA
● Karşınızdaki ile içtenlikle el sıkışın ve onu selamlayın.
● Bunu yaparken gözlerinin içine bakarak gülümseyin.
● Eğer makamınızda, masanızda iseniz orayı terk edin ve onunla aynı seviyede oturarak görüşmenizi sürdürün.
● Kim olursa olsun karşınızdakine değer verin. Ve bunu ona hissettirin.
● Karşınızdakine çoktan beri tanışıyormuşsunuz gibi davranın. Hemen samimiyet kurun. Çok az insan bu davranışınızı yadırgar. Çoğunun hoşuna gider ve aynı şekilde karşılık verir.
● Karşınızdakinin kendinden bahsetmesine fırsat verin. Bu arada herhangi bir özelliğini, hoşlandığı bir konuyu veya bir hobisini keşfetmeye çalışın ve samimiyet kurarken ilgilendiği bu konulardan, örneğin desteklediği spor kulübünden söz edin.
● İnsanlara isimleriyle hitap edin. Unutmamak gerekir ki insanlar kendi isimlerinin anılmasından her zaman hoşlanırlar.
● Eğer karşınızdaki misafiriniz ise özel bir panoya yazılmış “HOŞ GELDİNİZ SN......................” şeklinde bir karşılama ile yine ismini kullanarak onu mutlu edin.
● Giderken de kısa bile olsa belirli bir bölgeye kadar onu yolcu edin.
● Dürüst olun. Rol yapmayın. “Yapmacık” davranmayın. İçten olmadığınızda genellikle karşınızdakiler bunu fark edeceklerdir.
► BİR İNSANLA KONUŞURKEN –TARTIŞIRKEN
● Tartışmaya dostça hatta içten bir iltifatla başlayın.
● Tartışmanın dozunu kaçırmayın. Karşınızdakinin de haklı olduğu noktaların olabileceğini göz ardı etmeyin. Özellikle sosyal konularda çoğu kez tek bir doğrunun olmadığını, bazı “gri bölgelerin” olabileceğini unutmayın.
● Ana konuda aynı fikirde olmadığınız halde ana konunun dışındaki daha az önemli konularda en ufak bir haklılığını gördüğünüzde bunu hemen belirtin.
● Karşınızdakinin fikirlerine saygı gösterin. Aynı fikirde olmasanız da ”yanlış düşünüyorsun, bilmiyorsun, yalan söylüyorsun” gibi kırıcı sözler sarf ederek gururunu incitmeyin. Böylelikle tartışmanızın kişisel mücadeleye dönüşmesini önlemiş olursunuz.
● Tam tersine gerektiği zaman karşınızdakine iltifat edin.
● Hatalarını nazikçe belirtin. Daha önce kendi yanlışlıklarınızdan da söz ederek hatalarını kabullenmesini kolaylaştırabilirsiniz.
● Siz haksız iseniz ya da hatalıysanız, bunu hemen kabul edin.
● Diğer şahıslara muhatabınızı şikayet etmeyin.
● Tartışma sırasında ses tonunuza ve konuşma hızınıza hakim olun.
● Vücut dilinizi iyi kullanın. Jest ve mimiklerin en az sözler kadar önemli olduğunu göz ardı etmeyin.
● Bu nedenle önemli konuları telefon ve diğer dolaylı iletişim araçları ile değil yüz yüze yapmaya çalışın.
● Karşınızdakini dikkatle dinleyin. Dinlediğinizi ona hissettirin. İyi bir dinleyici olun.
● Muhatabınızın sizden fazla konuşmasından çekinmeyin. Hatta onun daha çok konuşmasına fırsat verin.
● Karşınızdakinin savunduğu konuları onun da sahip olduğu bilgileri dikkate alarak onun bakış açılarıyla, eğitim durumuyla, kültür yapısıyla, değerlendirmeye çalışın. Bunun için içtenlikle sorular sorun.
● Kendi fikirlerinizi savunurken de elinizdeki somut bilgileri, bakış açınızdaki temel unsurları gerekiyorsa örneklerle belirtin. Neden öyle düşündüğünüzü açıklayın.
● Tartıştığınız insanla aynı düzlemde olmaya çalışın. Örneğin çocukla tartışırken onun çocuk olduğunu unutmayın. Yabancı uyruklu biriyle, başka dinden biriyle, daha az eğitimli biriyle tartışırken onların eğitim ve kültür özelliklerini dikkate alın.
● Sahip olduğunuz unvanları ilgisiz tartışmalarda kullanmayın. Örneğin bir işyerinde müdür iseniz evde bir yakınınızla tartışırken müdür olmadığınızı, iş yerinde biriyle tartışırken de baba veya anne olmadığınızı unutmayın.
● Sahip olduğunuz unvanları doğru yerde kullansanız bile o unvanlarınızı tartışmanın sonucunu etkileyecek derecede etkili bir silah olarak da kullanmayın.
● Esas konudan uzaklaşarak gereksiz tartışmalardan kaçının.
