İsmail Yormaz. Recordati Grup Başkan Yardımcısı ve Güney Doğu Bölgesi Bölge Direktörlüğü görevlerini de sürdüren Yormaz, “2004 yılında ülkemiz sağlık sistemi, ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ çerçevesinde yeniden yapılandırılmış, yapılan reformlar sonucunda, halkımızın ilaç ve sağlık hizmetlerine erişimi artmış, ülkemizin sağlık ve yaşam kalitesi büyük bir hızla gelişim göstermiştir. Ancak, sağlık hizmetlerinde nitelik ve niceliğin iyileştirilmesinin getirdiği maliyeti karşılamak amacıyla son 5 yıldır uygulamaya konulan fiyat ve geri ödeme politikaları, ilaç endüstrisinin gelişimini sekteye uğratacak bir niteliğe bürünmüştür” dedi.
- Okuyucularımızın sizi daha yakından tanıyabilmesi için kısaca kendinizden bahseder misiniz?
- 16 Ocak 1973 tarihinde Ankara’da dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğrenimimi TED Ankara Koleji’nde tamamladım. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra kısa bir süre M.K.E.K. Fişeksan A.Ş.’de kurum hekimi olarak çalıştım. İlaç sektörüne geçişim ise 1998 yılında Knoll Alman İlaç firması ile oldu. 1998-2001 yıllarında Knoll Alman İlaç’ta ürün müdürü olarak çalıştıktan sonra, sırasıyla 2001-2002 yıllarında Abbott Lab. Ürün Müdürlüğü, 2002-2006 yıllarında İbrahim Ethem Ulagay Menarini Grup’ta Grup Ürün Müdürlüğü ve Pazarlama Müdürlüğü ile 2006-2009 yıllarında Reckitt Benckiser Healthcare Pazarlama ve Satış Müdürlüğü görevlerini yürüttüm. Ağustos 2009’da Türkiye ilaç endüstrisinin “en genç” genel müdürü unvanı ile Recordati İlaç / Türkiye’nin Genel Müdürü oldum. Son olarak, 15 Eylül 2014 tarihi itibariyle Recordati bünyesinde bir ilke imza atarak Recordati Grup Başkan Yardımcısı ve Güney Doğu Bölgesi Bölge Direktörlüğü görevine atandım. Bu göreve atanan ilk Türk yönetici olmaktan dolayı ayrı bir mutluluk ve onur duyuyorum.
YENİ İLAÇ VE DR. F. FRİK’İ SATIN ALDIK
- Firmanızın kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
- Merkezi İtalya’da olan ve 1926 yılında kurulan Recordati başlıca Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de operasyonları bulunan uluslararası bir ilaç grubudur. İtalyan Menkul Kıymetler Borsası’na kote olan ve dünyada toplam 135 ülkede ürünleri satılan Recordati, üretim ve satış-pazarlama faaliyetlerinin yanı sıra aynı zamanda araştırma ve geliştirme faaliyetleri de yürütmektedir ve araştırma-geliştirme yatırımlarını ağırlıklı olarak kardiyovasküler ve üroloji alanlarında ve nadir hastalıkların tedavisine yönelik olarak yapmaktadır.
Türkiye’deki yapılanmaya bakacak olursak; Recordati Grup, Türkiye ilaç pazarına ilk olarak 2008 yılında yerli Türk ilaç firması Yeni İlaç’ı satın alarak girdi. 2011 yılında bir diğer Türk ilaç firması Dr. F. Frik’i satın alarak Türkiye’deki varlığını güçlendiren firmamız bugün toplamda 656 personeli ve 82 formda 46 ayrı ürünü ile Türkiye ilaç pazarında faaliyet göstermektedir.
ÇOSB’DEKİ TESİSİN KAPASİTESİ 80 MİLYON KUTU
- Recordati İlaç’ın sektördeki konumu nedir? Yıllık üretim kapasitesi ve cirosu ne kadardır?
- Öncelikle firmamızın yıllık üretim kapasitesinden bahsedecek olursam; İstanbul- Esenyurt’ta bulunan üretim tesislerinde GMP (Good Manufacturing Practices- İyi Üretim Uygulamaları.) kurallarına tamamen uygun olarak; granül efervesan, süspansiyon, emülsiyon, şurup, pomat, krem, tablet, draje, toz, poşet, kapsül ve mikropellet formlarında olmak üzere yıllık 40 milyon kutuyu bulan 70 çeşit değişik ilaç üretimi yapılmaktadır ve uzun yıllardır çeşitli yerli ve yabancı ilaç şirketlerine fason hizmeti de verilmektedir. Bilindiği gibi GMP, ürünün iç ve dış kaynaklardan kirlenme olasılığını önlemek veya azaltmak amacıyla, kuruluşla ilgili iç ve dış şartlara ilişkin koruyucu önlemleri içerir.
DOĞRUDAN 130 KİŞİ İSTİHDAM EDİLECEK
27 Mayıs 2014 tarihinde temeli atılan ve Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi (ÇOSB) içerisinde yer alan yeni üretim tesisimizin ise toplam kapalı alanın; ofis alanları, üretim alanları, depo ve sevk/kabul alanları, enerji merkezi ve sıvı/katı atık alanları ve bunlara bağlı teknik alanları olmak üzere yaklaşık 18.000 metrekare olması planlanmaktadır. Tesisin yıllık üretim kapasitesinin yaklaşık 80 milyon kutu olması ve 130 kişinin doğrudan üretime yönelik istihdam edilmesi planlanmaktadır.
Recordati İlaç firmasının sektördeki konumuna gelince; 2014 yılında yaklaşık 33.5 milyon kutu ve 179.8 milyon TL IMS satış rakamları ile gerek kutuda gerekse cirosal bazda Türkiye İlaç Pazarı'nın üzerinde bir büyüme sergiledi. Recordati İlaç, IMS satışlarında değer bakımından 25., adet bazında ise 19. sırada yer almıştır. Kaynak: IMS Dataview/Şubat 2015.
İHRACATTA ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ CIS VE MENA
- Kaç ülkeye ihracat yapıyorsunuz? İhracat geliriniz ne kadar?
- İhracat ile ilgili çalışmalarımıza 2013 yılı içerisinde başladık. İhracatta temel hedefimiz sağlam işbirlikleri kurarak hedeflediğimiz ülkelere iyi ve doğru bir şekilde girmek. Bunun için öncelikli olarak ülkelerin ruhsatlandırma, pazar dinamikleri, fiyatlandırma gibi konularda detaylı analizlerinin yapılması gerekiyor. Öncelikli hedef bölgelerimiz CIS (Bağımsız Devletler Topluluğu) ve MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri) bölgeleri.
2014 yılı içerisinde Gürcistan, Azerbaycan, Yemen ve Moldova için satış ve dağıtım anlaşmalarımızı imzaladık ve çalışmalarımızı başlattık. Bilindiği gibi fiili ihracatı gerçekleştirebilmek için öncelikle bu ülkelerde ürünlerimizin ruhsatlanması gerekmekte. Yeni üretim tesisinin de devreye girmesiyle kapasite artımı sonucunda ihracat yapacağımız ülkelerin sayısını artırmayı hedefliyoruz.
FİYAT VE GERİ ÖDEME POLİTİKALARI SEKTE VURUYOR
- Sektörün önündeki engeller, sorunlar nelerdir? Bu sorunlarla ilgili çözüm önerileriniz nelerdir?
- Türkiye ilaç endüstrisi; sahip olduğu köklü geçmişi, uzun yıllara dayanan üretim kültürü, yüksek katma değer ve ileri teknolojiye dayanan yapısı, deneyimli insan gücü ve ihracat potansiyeliyle, ülkemize önemli katkıda bulunan öncelikli sektörlerden birisidir.
Endüstrimizde, son on yılda büyük değişimler yaşanmıştır. 2004 yılında ülkemiz sağlık sistemi, “Sağlıkta Dönüşüm Programı” çerçevesinde yeniden yapılandırılmış, yapılan reformlar sonucunda, halkımızın ilaç ve sağlık hizmetlerine erişimi artmış, ülkemizin sağlık ve yaşam kalitesi büyük bir hızla gelişim göstermiştir. Ancak, sağlık hizmetlerinde nitelik ve niceliğin iyileştirilmesinin getirdiği maliyeti karşılamak amacıyla son 5 yıldır uygulamaya konulan fiyat ve geri ödeme politikaları, endüstrimizin gelişimini sekteye uğratacak bir niteliğe bürünmüştür.
İLAÇ SANAYİ KAMUYA 16 MİLYAR TL AKTARDI
Ülkemizde, 2009 yılı sonunda, kamu otoritesinin tasarruf tedbirleri kapsamında, global bütçe
uygulamasına geçilmiştir. Yıllar içinde, verilen hizmetin kapsamı ve kalitesi ile örtüşmeyen ilaç bütçeleri doğal olarak aşılmış, her aşımda ek fiyat düşüşlerine ve iskonto artışlarına başvurulmuştur. Bunlara ek olarak, ülkemizde ilaç fiyatlarını belirlemekte dönüşüm kuru olarak kullanılan dönemsel Avro değeri, mevzuatta belirlenen şartlar gerçekleştiği halde Nisan 2009’dan bu yana 1.9595 TL’de sabit tutulmuştur. Endüstrinin sadece dönemsel Avro değerinin güncellenmemesi nedeniyle, üyesi bulunduğumuz İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nın hesaplarına göre kamuya aktardığı tutar 2014 itibariyle 16 milyar TL’yi aşmıştır.
YENİ BİR İLAÇ POLİTİKASI OLUŞTURULMALI
İlaç endüstrimizin stratejik önemi kamu otoritelerimiz tarafından biliniyor ve bu konuda destekleyici adımlar atılıyor. Ancak, bir yandan endüstrimizi, üretime, Ar-Ge’ye ve ihracata yöneltecek politikalar benimsenirken, diğer taraftan bu politikaları işlevsiz kılacak kararlar uygulanmaktadır. Kamu finansmanından sorumlu otoritelerimiz tarafından yaratılan fiyat baskısı endüstrinin rekabet gücünü ve verimliliğini artırmasını engeller niteliktedir. İlaç endüstrinin gelişimi için öngörülebilir ve sürdürülebilir istikrarlı bir ilaç politikası oluşturulması gerekliliği açıktır. İlaç bütçeleri endüstrinin sürdürülebilirliğini destekleyecek şekilde belirlenmeli ve tasarrufa yönelik düzenlemelerde artık fiyat odaklı tedbirlerden vazgeçilmelidir.
“YA SEYAHAT YA RESULALLAH”
- İş dışında yaptığınız hobileriniz nelerdir? İşin stresinden uzaklaşmak için neler yapıyorsunuz?
- Galiba, iş sebebi ile yaptığım çok seyahat alışkanlığı, tüm hayatımı sardı. Evliya Celebi’nin duasında yanlışlıkla söylediği “Ya seyahat Ya Resulallah” benim tüm hayatım için geçerli oldu. Özellikle iş için olmayan bir seyahate çıktığımda yaşadığım mutluluk beni her türlü stresten uzaklaştırıyor. Belki bu iş içinde kat ettiğim binlerce kilometreye dayanmamı da sağlayan temel motivasyon olabilir. Çünkü ne kadar çok değişik yer görürsem ve ne kadar çok insanla tanışırsam ruhumun o kadar zenginleştiğini düşünüyorum… Bununla beraber yanlış bir anlamanın da önüne geçmek isterim… Asla “çok gezenin çok okuyandan fazla bildiğini” iddaa etmem ama yine de en iyisi “hem çok gezen hem çok okuyan” birisi olmayı becerebilmektir.
