GİRAY DUDA
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Tano Kouame, Dünya Bankası’nın hazırladığı "Ocak 2020-Küresel Ekonomik Beklentiler" raporunu tanıttı. Raporda, sınırlı toparlanma gösteren küresel ekonomi ve toparlanmayı baskılayan aşağı yönlü riskler ele alındı.
Auguste Tano Kouame, Dünya Bankası ve TÜSİAD işbirliğiyle düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada güncel konulara da değindi. Kouame, “Ekonominin kötü gittiği dönemlerde dış talep ihracat yoluyla Türkiye’nin çok faydasına olmuştu. Eğer büyüme için ihracata bağımlıysanız ve sizin ihraç ettiğiniz ülkeler krizden etkilenmişse ve o ülkeler ithalat yapamayacaksa sizin de büyümeye devam etme şansınız azalmış oluyor. Mesela koronavirüsün Türkiye’nin birçok ticaret ortağını etkilediğini görüyoruz” dedi.
KAMU VE HANE HALKI BORÇLARI DÜŞÜK
Kouame, raporda özellikle borç birikimi, yatırımlar ve üretkenliğe değinildiğini aktararak, raporun, yükselmekte olan piyasa ekonomilerinin geniş tabanlı bir borç birikimi yaşadığını, bunun sebebinin hükümetlerin uyguladığı düşük faiz oranları olduğunu gösterdiğini söyledi.
Türkiye’deki kurumsal borçların arttığını gördüklerini anlatan Kouame şunları söyledi: “İyi haber şu ki, Türkiye’deki kamu borcu çok düşük seviyelerde. Hatta yükselmekte olan ülkeler arasındaki en düşük ülkelerden birisi. Bu da Türkiye’de çok disiplinli mali politika sayesinde gerçekleşti. Diğer ülkelere kıyasla hane halkı borcu da düşük. Finansal sistem içerisinde kurumsal şirketlerin uzun vadeli finansmana erişiminin kolaylaştırılması gerekir. Raporda, pek çok ülkede görülen borç birikiminin aslında yatırımlarda bir artışa sebep olmadığını görüyoruz ama Türkiye’de çok daha iyi bir tablo karşımızda. Küresel ekonomik krizde yatırımlarda değişim görmüştük. Türkiye’deki yatırım oranı diğer yükselmekte olan piyasalara göre daha iyiydi. 2018 yılından beri yatırımlarda da küçülme olduğunu görüyoruz. Uzun vadede Türkiye toparlanacaktır ve yatırımlar büyümeyi destekleyecektir. Uzun vadeli doğrudan yabancı yatırımı çekebilecek politikaların benimsenmesi gerekiyor.”
2021 BÜYÜME BEKLENTİMİZ YÜZDE 4
Auguste Tano Kouame, 28 Şubat’ta yayınlanan, Türkiye ekonomisinin 2019’da yüzde 0.9 büyüdüğüyle ilgili verilere çok sevindiklerini, büyümenin beklentilerin üzerinde geldiğini belirtti. Kouame, “2019’un son çeyreğinde ekonomi canlanmaya başladı ve bu büyüme oranı da durumun stabilize olmaya başladığını teyit ediyor. 2020 yılında da bu istikrar ortamı devam edecek. 2020 için yüzde 3, 2021 için ise yüzde 4 büyüme öngörüyoruz. Umarım bu rakamların da ötesine geçer. Yeni Ekonomi Programı ve Ulusal Kalkınma Planı’ndaki politika önerileri uygulamaya geçerse, Türkiye büyüme açısından orta ve uzun vadede kesinlikle potansiyelinin de ötesine geçecek. Bir takım riskler de var. Karşı rüzgarlar da var. İdlib’de gerçekleşen olaylar ve bölgelerdeki gerginlikler yatırımcıyı tedirgin edebilir ve yatırımları biraz daha geciktirebilir” diye konuştu.
YÜKSELEN EKONOMİLER 4.1 BÜYÜYECEK
Küresel Ekonomik Göstergeler Raporu’nun ayrıntıları, Dünya Bankası Kalkınma Çalışmaları Grubu Direktörü Ayhan Köse tarafından aktarıldı. Köse şunları söyledi: “Dünya Bankası’nın Ocak 2020-Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’na göre yatırım ve ticaretin geçen yılki önemli zayıflık sonrasında kademeli olarak toparlanması ile birlikte küresel ekonomik büyümenin 2020 yılında yüzde 2.5’e ulaşması bekleniyor, ancak aşağı yönlü riskler devam ediyor. Gelişmiş ekonomiler grubunda, kısmen imalatta devam eden yumuşaklığın da etkisiyle 2020 yılında büyümenin yüzde 1.4’e inmesi bekleniyor. Yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerdeki büyüme hızının bu yıl yüzde 4.1’e yükselmesi bekleniyor. Ancak bu yükseliş geniş tabanlı değil, daha ziyade bazıları önemli bir zayıflık döneminden çıkan bir grup büyük ekonominin performansındaki iyileşme ile destekleneceği varsayılıyor.”
ABD’NİN BÜYÜMESİ YAVAŞLAR
Küresel görünümde aşağı yönlü riskler bulunduğuna dikkat çeken Köse, “Küresel raporda, daha önceki tarife artışlarının ve artan belirsizliklerin olumsuz etkilerinin bir yansıması olarak ABD’de büyümenin bu yıl yavaşlayarak yüzde 1.8’e ineceği tahmin ediliyor. Zayıflayan sanayi faaliyeti karşısında Avro bölgesinin 2020 yılında aşağı yönlü revize edilen yüzde 1’lik bir oranla büyümesi bekleniyor. Küresel görünümde aşağı yönlü riskler öne çıkıyor ve bu risklerin gerçekleşmesi büyümeyi önemli ölçüde yavaşlatabilir. Bu riskler arasında ticaret gerilimlerinin ve ticaret politikalarındaki belirsizliklerin yeniden yükselmesi, büyük ekonomilerden beklenenden daha sert bir gerileme yaşanması ve yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerdeki finansal çalkantılar sayılabilir. Yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerdeki toparlanma beklendiği şekilde gerçekleşse bile, kişi başına düşen büyümenin uzun süreli ortalamaların ve yoksulluğu azaltma hedeflerine ulaşmak için gerekli seviyelerin çok altında kalacağı belirtiliyor” dedi.
RAPORDA GLOBAL ANALİZLER
Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nun son sayısında yer alan analitik bölümlerde aşağıdaki önemli güncel konular ele alınıyor:
Dördüncü Dalga: Yükselen ve Gelişmekte Olan Ekonomilerdeki Son Borç Birikimi: Son 50 yıllık dönemde dört borç birikimi dalgası yaşanmıştır. 2010 yılında başlayan son dalga bu dört dalga içerisinde borçlarda en fazla, en hızlı ve en geniş tabanlı artışın kaydedildiği dalga olmuştur. Mevcut düşük faiz oranları yüksek borç seviyeleri ile ilişkili risklerin bazılarını hafifletse de geçmişteki geniş tabanlı borç birikimi dalgaları yaygın finansal krizler ile sonuçlanmıştır. Kriz olasılığını ve gerçekleşmeleri halinde ortaya çıkacak etkilerini azaltmaya yönelik politika seçenekleri arasında sağlam para ve maliye çerçevelerinin oluşturulması, sağlam denetleme ve düzenleme rejimlerinin oluşturulması ve şeffaf borç yönetimi uygulamalarının takip edilmesi yer almaktadır.
Zayıflayan Umut: Üretkenlik Artışı Nasıl Yeniden Ateşlenebilir? Gelir artışının ana kaynaklarından birisi ve yoksullukla mücadelenin itici gücü olan üretkenlik artışı küresel finansal kriz sonrasında son 40 yıllık dönemdeki en yaygın ve sert yavaşlanmasını kaydetmiştir. Yükselen piyasalarda ve gelişmekte olan ekonomilerde, yavaşlama yatırımlarda zayıflama, azalan verimlilik artışları ve sektörler arasında kaynak yeniden tahsisinde azalma olarak yansımıştır. İşgücü verimliliğinin birçok kilit sürükleyici etkenindeki iyileşme hızı-eğitim ve kurumlar gibi-küresel finansal krizden bu yana yavaşlamış veya durmuştur.
Fiyat Kontrolleri: İyi Niyetler, Kötü Sonuçlar: Yükselen piyasalarda ve gelişmekte olan ekonomilerde fiyat kontrollerinin kullanımı yaygındır. Bazen bir sosyal politika aracı olarak kullanılmakla birlikte, fiyat kontrolleri yatırımları ve büyümeyi azaltabilir, yoksulluğu daha da kötüleştirebilir, ülkelerin ağır mali yükler üstlenmelerine yol açabilir ve para politikasının etkili bir şekilde uygulanması sürecini karmaşıklaştırabilir. Fiyat kontrollerinin yerine genişletilmiş ve daha iyi hedeflenmiş sosyal güvenlik ağlarının, rekabeti teşvik etmeye yönelik reformların ve sağlıklı bir düzenleyici ortamın getirilmesi yoksullukla mücadele ve büyüme yanlısı bir yaklaşım olabilir.
Daha Ne Kadar Süre Düşük Kalacak? Düşük Gelirli Ülkelerde Enflasyon: Düşük gelirli ülkelerde, 1994 yılında yüzde 25 olan enflasyon 2019 yılının ortalarında yüzde 3’lük bir ortanca değere inmiştir. Bu düşüş daha döviz kuru rejimleri, daha fazla merkez bankası bağımsızlığı, azalan kamu borçları ve daha ılımlı bir dış ortam şile desteklenmiştir. Ancak, mali baskıların ve döviz kuru şoku risklerinin arttığı bir ortamda enflasyon oranlarını düşük ve istikrarlı seviyelerde tutmak için, politika yapıcıların para politikası çerçevelerini ve merkez bankası kapasitelerini güçlendirmeleri ve fiyat kontrollerinin yerine daha etkin politikalar uygulamaya koymaları gerekmektedir.
BÖLGELERİN GÖRÜNÜMÜ
Doğu Asya ve Pasifik: Bu yıl Çin’de ticaret gerilimlerinin etkisi dahil olmak üzere devam eden iç ve dış olumsuzluklar karşısında yüzde 5.9 ile yavaşlamanın devam etmesinin bir yansıması olarak, bölgede 2020 yılında büyümenin gevşeyerek yüzde 5.7’ye inmesi beklenmektedir. Çin hariç tutulduğunda ise, bazı ülkelerdeki düşük enflasyon ve sağlam sermaye akışlarının (Kamboçya, Filipinler, Tayland ve Vietnam) bazı ülkelerde ise büyük kamu altyapı projelerinin devreye girmesi (Filipinler ve Tayland) ile birlikte, genel olarak destekleyici finansal koşullardan faydalanan iç talep sayesinde bölgesel büyümenin hafif toparlanma ile yüzde 4.9’a yükselmesi bekleniyor. Küresel ticaret politikası belirsizliklerindeki azalma ve halen durgun olsa da küresel ticaretteki hafif toparlanma da bölgesel büyümeye katkıda bulunacaktır.
Avrupa ve Orta Asya: Kilit emtia fiyatlarının istikrara kavuşması, Euro bölgesindeki büyüme ile Türkiye (yüzde 3) ve Rusya’daki (yüzde 1.6) toparlanma varsayımlarına dayalı olarak bölgesel büyümenin yüzde 2.6’ya yükseleceği tahmin ediliyor. Mali desteklerin azalması ve demografik baskıların devam etmesi ile birlikte Orta Avrupa’daki ekonomilerin büyüme hızının yavaşlayarak yüzde 3.4’e inmesi beklenirken, Orta Asya ülkelerinin yapısal reformlardaki ilerleme sayesinde sağlam bir hızla büyümeleri bekleniyor. Büyümenin Batı Balkanlar’da yüzde 3.6’ya yükselmesi -her ne kadar yıkıcı depremler sonrasında görünümün baskılanması muhtemel olsa da- Güney Kafkasya’da ise yüzde 3.1’e düşmesi bekleniyor.
Latin Amerika ve Karayipler: Bölgenin en büyük ekonomilerinde büyümenin güçlenmesi ve bölgesel düzeyde iç talebin hızlanması ile birlikte, bölgesel büyümenin 2020 yılında yüzde 1.8’e yükselmesi bekleniyor. Brezilya’da, kredi ve işgücü piyasası koşullarının kademeli olarak gevşemesi ile birlikte yatırımcı güveninin güçlenmesinin büyümede hızlanmayı desteklemesi ve büyüme oranının yüzde 2’ye yükselmesi bekleniyor. Meksika’da, azalan politika belirsizliklerinin yatırımların hızlanmasına katkıda bulunması ile birlikte büyüme hızının yüzde 1.2’ye yükselmesi beklenirken, Arjantin’de daralmanın yavaşlayarak yüzde -1.3 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Kolombiya’da altyapı projelerindeki ilerlemenin büyümedeki hızlanmayı destekleyerek yüzde 3.6’ya çıkaracağı tahmin ediliyor. Kosta Rika’daki gevşeyen kredi koşulları ve Panama’da inşaat projelerindeki gerilemenin sona ermesi ile birlikte, Orta Amerika’da büyüme hızının yüzde 3’e yükseleceği tahmin ediliyor. Karayipler’de, özellikle Guyana’da kıyı ötesi petrol üretimi ile ilgili gelişmeler sebebiyle büyüme hızının yüzde 5,6’ya yükselmesi bekleniyor.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika: Yatırımların artması ve iş ortamlarının güçlenmesi sayesinde bölgesel büyümenin 2020 yılında hafif bir artışla yüzde 2.4’e yükseleceği tahmin ediliyor. Petrol ihraç eden ülkeler arasında büyümenin yüzde 2’ye yükseleceği tahmin ediliyor. Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasında altyapı yatırımları ile iş ortamı reformlarının büyüme hızını yüzde 2.2’ye çıkaracağı görülüyor. ABD yaptırımlarının etkisinin yavaş yavaş azalması ve petrol üretimi ve ihracatının istikrara kavuşması ile birlikte, geçtiğimiz yıl daralan İran ekonomisinin istikrara kavuşması bekleniyor. Cezayir’de ise, politika belirsizliklerinin azalması ve yatırımların hızlanması ile birlikte büyüme oranının yüzde 1.9’a çıkacağı öngörülüyor. Petrol ithal eden ülkeler arasında büyüme hızının yüzde 4.4’e yükseleceği tahmin ediliyor. Artan yatırımların ve özel tüketimin Mısır’da 2020 mali yılında büyüme hızının yüzde 5,8’e yükselmesini desteklemesi bekleniyor.
Asya: Hindistan ve Sri Lanka’da politika uyumlaştırması ve Afganistan, Bangladeş ve Pakistan’da işletme güven seviyelerinin artması ve altyapı yatırımlarının desteği sayesinde ekonomik faaliyetteki güçlenme ve iç talepte hafif bir artış varsayımına dayalı olarak, 2020 yılında bölgede büyüme hızının yüzde 5,5’e yükselmesi bekleniyor. Banka dışı finansal kuruluşlardan kullanılan kredilerdeki zayıflığın devam etmesi beklenen Hindistan’da, büyümenin 31 Mart tarihinde sona erecek 2019/20 mali yılında yavaşlayarak yüzde 5’e inmesi, takip eden mali yılda ise toparlanarak yüzde 5.8’e ulaşması bekleniyor. Pakistan’da, 30 Haziran’da sona eren 2019/20 mali yılında yüzde 2.4 olarak gerçekleşmesi beklenen büyüme hızının takip eden mali yılda yüzde 3’e yükseleceği tahmin ediliyor. Bangladeş’te, 30 Haziran’da sona eren 2019/20 mali yılında yüzde 7.2’ye inmesi beklenen büyüme hızının takip eden mali yılda hafif bir yükselişle yüzde 7.3’e çıkması bekleniyor. Sri Lanka’da büyüme hızının yüzde 3.3’e yükseleceği tahmin ediliyor.
Sahra Altı Afrika: Bazı ülkelerde yatırımcı güveninin iyileşeceği, enerji darboğazlarının hafifleyeceği, petrol üretimindeki artışın petrol ihraç eden ülkelerde toparlanmaya katkıda bulunacağı ve tarımsal emtia ihraç eden ülkelerde sağlam büyümenin devam edeceği varsayımlarına dayalı olarak bölgesel büyüme hızının 2020 yılında yüzde 2.9’a yükseleceği tahmin ediliyor. Kilit ticaret ortaklarından talebin zayıflaması, emtia fiyatlarının düşmesi ve bazı ülkelerdeki olumsuz iç gelişmeler sebebiyle büyüme tahmini daha önce açıklanan tahmine göre düşmüştür. Güney Afrika’da, yeni yönetimin reform gündeminin hız kazanacağı, politika belirsizliklerinin yavaş yavaş ortadan kalkacağı ve yatırımların kademeli olarak toparlanacağı varsayımına dayalı olarak büyüme hızının yüzde 0.9’a çıkması bekleniyor. Nijerya’da, makroekonomik çerçevenin güven vermemesi sebebiyle büyüme hızının sadece yüzde 2.1’e yaklaşması bekleniyor. Angola’da devam etmekte olan reformların daha fazla makroekonomik istikrar sağlayacağı, iş ortamını iyileştireceği ve özel yatırımları destekleyeceği varsayımlarına dayalı olarak büyüme hızının yüzde 1.5’e çıkacağı tahmin ediliyor. Batı Afrika Ekonomik ve Parasal Birliğinde, büyümenin yüzde 6.4 seviyesinde kalacağı tahmin ediliyor. Kenya’da büyüme hızının yüzde 6’ya yaklaşması bekleniyor.