Zaman zaman bu köşede Türkiye’nin gıda sektöründeki geldiği geleceği noktayı paylaştık sizlerle…
Sonuçta bu sektörde ülkenin önünün açık olduğu noktasında bir buluşma gerçekleşti.
Herkes aynı görüşte… Şimdi bu görüşü destekleyen bazı etkinliklerden bahsedip olayın sahada nasıl görüldüğünü aktarmaya çalışalım.
Önce Rize’ye gidelim… Burada yapılan gastronomi etkinliğinde neden Türkiye’nin dört bir yanında Rize lezzetlerinin başarı hikayesi yazdığını gözlemledik.
Etkinlikte adeta Rize’nin kadim mutfak kültürü gastronomi sahnesine çıktı.
İstanbul’da Nalia markası ile Rize mutfağını geniş kitlelere tanıtan Süleyman Tarakçı etkinliğin hem düzenleyicisi hem de rol modellerinden biriydi.
Süleyman Tarakçı bu yıl dördüncüsü yapılan etkinliği farklı bir boyutu taşıdı. Evlerde yapılan lezzetleri bütün ilçeleri seferber geniş kitlelerin bilgisini sundu.
Çok da iyi yaptı… Bir kere bu etkinlikten sonra görüldü ki tıpkı İtalyanlar gibi Rize’de lezzetlerini dünyaya aktarabilir. Türkiye’de başarılanlar dünyada da başarılabilir.
İstanbul’un lezzet duraklarından Abdullah Hüsrev (Hüsrev Lokantası) dünyada zincirleri olan bir marka haline gelebilir.
Kuru fasulye ve pilav satarak dünyanın değişik yerlerinde Türk lezzetlerini sunabiliriz.
Rize buna hazır… İyi bir organizasyon ve bilinçli adımlar Rize’yi dolasıyla Türkiye’yi farklı bir noktaya taşıyabilir.
Benzer uygulamalar Gaziantep’ten Bitlis’e, Hatay’dan Adana’ya da uyarlanabilir.
Adana bu konuda iddialı… Adana Lezzet Festivali’nde bu yaşayarak gördük. Sadece Kebap Adana’yı uçurabilir. Dünyanın her yerinde kebap dükkanları olduğu biliyoruz. Ama Adana Kebap farklı… Şimdi o farkı konuşturmanın tam zamanı…
Lezzet festivali ile eş zamanlı düzenlenen Tarım Zirvesi’nde bunun altyapısını net bir şekilde görüldü.
Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç bu altyapıya ilişkin şu yorumu yaptı:
- Adana sadece mutfağıyla değil bereketli topraklarıyla da Türkiye mutfağının kalbi niteliğindedir. Bizler bu köklü mirası sürdürme ve daha da ileri götürme sorumluluğu taşıyoruz. Yerel ekonomiyi güçlendiren küresel gelişmeleri takip eden çalışmalar bu hedef doğrultusunda önceliğimiz olacaktır.
Benzer bir değerlendirmeyi Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar şu sözlerle yaptı:
- Adana dünyanın en güzel ovalarından birinde iki güzel nehriyle çok özel bir yere sahip. Topraklarından çıkan karpuzdan tutun portakalına kadar her ürünün lezzetli olmasının yanı sıra Adanalıların maharetli elleriyle kattığı lezzet de yadsınamaz. Küresel ısınmanın giderek gıda ve tarımda riski arttırdığı bu dönemde en önemli, en çok ihtiyaç duyulacak şey verimli topraklardır.
Bu görüşlere son noktayı Adana Valisi Yavuz Selim Köşger koydu:
- Güvenli gıdaya herkesin ulaşabilmesini sağlamak, topraktan çatala dediğimiz zinciri eksiksiz sürdürebilmek son derece önemli. Allah Adana’ya iklimi, suyu, toprağı, çalışkan insanları, vizyonu da vermiş.
Peki bu tespitleri yapan Adana’nın önde gelen isimleri harekete geçmeye hazır mı… Dünyaya açılmak için neler yapılıyor. Adana’dan dünyaya açılan bir lezzet zinciri var mı?
Üzülerek söyleyelim ki bu sorulara pozitif cevaplar veremiyoruz. Ama şimdilik… Önümüzdeki dönemde Adana’ya lezzet için gelen turistlerle başlayacak akını bekliyoruz. Sonra da bu bilinirlik Adana lezzetlerini dünyaya açacak, Çukurova’nın bereketli topraklarında yetişine ürünler maharetli şeflerin eliyle dünyaya açılacak. Bunu bekliyoruz.
Bunu dünya da bekliyor… Dünyanın en büyük gıda etkinliği SIAL'de İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) katkıları ile katılan Türk gıda şirketlerine olan ilgi bu beklentiyi ortaya koydu.
346 Türk gıda şirketi Paris'te SIAL Fuarı'nda büyük ilgi gördü.
Türkiye 40 yıl önce bu fuara sadece 10 şirketle katılmıştı. Şimdi 400’e yakın şirket yani 10 kat daha fazla şirket bu etkinlikte hem de en çok ilgi görünler arasında yer alıyor.
İTO Başkan Yardımcısı ve Gıda İhtisas Komitesi Başkanı Ahmet Özer bu görüşü doğruluyor ve şöyle diyor:
- Son yıllarda Türkiye’nin gıdadaki lezzetini dünya öğrenmeye başladı. Bu sektörde iyi gidiyoruz. Daha da iyi olmak için daha çok çalışacağız.
Sadece Ahmet Özer değil etkinliğe katılanlar da benzer görüşleri dile getiriyor. Mesela Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Kazım Günaydın kızı Zeynep ile birlikte katıldığı etkinlikte adeta incir şov yapıyor.
Bir süre önce Türkiye’nin önde gelen iş insanlarından Leyla Alaton ile görüştüğümüz de “gıdada sesimizi çok duyacaksınız” demişti. Bu etkinlikte duyduk.
Türkiye'nin önde gelen kuruluşlarından Alarko, domates üretmenin yanı sıra inovatif bir alana daha girmiş ve kurutulmuş gıda konusunda önemli adımlar atmıştı. Bunu fuarda gözlemledik.
Gıda sektörünün duayen isimlerinden Ali Baklan'ın, fuarda gördüğü ilgiden sonra Avrupa pazarında büyümenin arayışına başlamıştı bile…
Kısa sürede zeytin ve zeytinyağı konusunda önemli markalardan biri hâline gelen Köklü Zeytincilik CEO'su Mustafa Kürlek ilk defa katıldığı fuarda ürünlerinin lezzeti ile öne çıktığını söylüyordu.
Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun bakliyatta dünya markası olmanın adımlarını attıklarını heyecanla anlatıyordu.
Çıkardığı yeni ürünle makarna sektöründe İtalyanları şaşkına çeviren Mutlu Makarna’nın Yönetim Kurulu Üyesi Ali Erkut Göymen “şimdi onlar düşünsünler” diyecek kadar kendine güveniyordu.
Bu gelişmelerden sonra Türkiye’de önemli gastronomi etkinliklerine imza atmış olan TURYİD Yönetim Kurulu Üyesi ve İTO Restoran Yiyecek ve İçecek Komitesi Başkanı Ebru Köktürk Koralı şu tespiti yapıyordu:
- Dünya bizi giderek daha iyi tanıyor. Şimdi ürünlerimizi, lokantalarımızı hikayelerle buluşturarak dünyaya açmalıyız. Bu konuda bilenler bilgilerini herkesle paylaşmalı. Bilgi paylaşıldıkça bu alandaki başarı dalga dalga yayılacak. Gıdada ve gastronomide Türkiye çağı geliyor, bunu iyi organize etmeliyiz. Doğru adımlar atmalıyız…
Bu bilgilerden sonra bu tespite katılmamak elde mi… Siz ne dersiniz…