Kıymetli okuyucularım bu defa Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu faiz uygulamaları çerçevesinde sizleri bilgilendirmek istedim.

Konumuz TTK ve TBK’da hükmünü alan Faiz/Faiz Hukuku ile açıklamalar ilgili düzenlemelerdir.

Yargı içtihatlarına ve bilimsel açıklamalara göre faiz, Alacaklının hakkı olan parasından yoksun kalması nedeniyle borçlanılmış olan paranın miktarına ve bunun süresine göre tayin edilen bir karşılıktır. Faiz ekonomik bakımından sermayenin geliri, hukuki bakımdan ise alacağın medeni semeresi yani cevheri bozulmadan ve eksilmeden bir şeyin belli zaman ve devrelerde verdiği üründür. Faiz alacağı belli bir zamanda değil, faiz getiren asıl alacak mevcut olduğu sürece yavaş yavaş ve süreyle orantılı olarak meydana gelir. Bu nedenle faiz birikiyor veya işliyor denilir.

TEMERRÜT FAİZİ

Faiz ya bir hukuki işlemden ya da kanundan doğar. Buna göre de Sözleşmesel Faiz veya Yasal Faiz adı verilir.

Kanundan doğan faizlerin başında Türk Borçlar Kanunu Md.119’da hükmünü alan Geçmiş Günler Faizi yani Temerrüt Faizi gelir. TBK 119 Maddesi aşağıda gösterilmiştir.

Madde 119 - Temerrüde düşen borçlu, beklenmedik hâl sebebiyle doğacak zarardan sorumludur. Borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını veya borcunu zamanında ifa etmiş olsaydı bile beklenmedik hâlin ifa konusu şeye zarar vereceğini ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir.

Düzenlemeler genel olarak TBK, TTK ve sair İş Kanunu, 3095 Sayılı Kanunlar ve benzeri düzenlemelere konu olmuştur. Genel olarak ticari işlere Ticari Hükümler uygulanır. Buna göre iki veya daha fazla kişi içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari bir iş dolayısıyla diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerlerse yasada ya da sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar. Ancak kefil ve kefillere taahhüt ve ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. Ticari borçlara kefalet halinde hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de bu hüküm geçerli olur.

MÜTESELSİL SORUMLULUK

Müteselsil sorumluluk ödenebilir bir borçtan kanun ya da sözleşme hükümleri gereği birden fazla şahsın sorumlu olduğu ve içlerinden birinin borcun ifası halinde diğerlerinin de borçtan kurtulduğu birlikte borçluluk halidir.

Adi işlerde müteselsil borçluluk kanundan ya da sözleşme hükümlerinden doğar. Aynı şekilde adi işlerle ilgili kefalet sözleşmelerinde birden fazla kimsenin kefil olması halinde müteselsil kefaletin doğması için açıkça sözleşmede hüküm bulunması gerekir. Müteselsil borçluluk ve müteselsil kefaletin faydası, alacaklının, borçlular kefiller ya da borçlu ile kefil arasında bir sıra gözetmeksizin borcun tamamı için dilediğine başvurabilmesidir. Bir tacirin tacir sıfatı taşımayan kimseyle yaptığı satış sözleşmesi esasen yalnız tacir olan tarafı için ticari niteliğinde olmasına rağmen bu hüküm gereği tacir sıfatı taşımayan diğer taraf için ADİ NİTELİKTE SAYILACAKTIR. Ticari iş niteliğinde olmasına rağmen bu tür uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu 4 maddesi gereğince her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı için ticari dava sayılmaz ve normal mahkemede görülür. Bir taraf için ticari iş sayılan her türlü iş diğer taraf için de ticari sayılmaz. Örneğin bir tarafın Ticari İşletmesi ile ilgili olan ve bu taraf için ticari sayılan haksız fiiller sırf bu yüzden diğer taraf için ticari iş sayılmaz. Bir taraf için kanunda Ticari iş niteliğindeki sözleşmelerin diğer taraf için de ticari iş sayılabilmesi için kanunda aksine hüküm olmaması gerekir. Bu yönden TTK 19 maddesi gereğince gerçek kişi ve tacir sözleşmeyi yaparken, diğer taraf için bunun işletmesiyle alakalı olmadığını bildirse dahi diğer taraf için bu sözleşme ticari iş niteliğindeyse gerçek kişi tacir bakımından da ticari iş sayılacaktır. Ticari işlere ticari hükümler uygulanır

FAİZLE İLGİLİ TEMEL HÜKÜMLER

Faiz ifade ettiğimiz gibi para alacağına süreye bağlı olarak işleyen semeredir.

Faizle ilgili temel hükümler Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu 3.095 Sayılı Kanuni Faiz Ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun, Ödünç para verme işleri hakkında Kanun, İş Kanunu ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kanununda yer almaktadır. Bunları dışında vergi kanunları, ceza kanunları, Bakanlar Kurulu kararları, yönetmelikler ve tebliğler gibi düzenlemelerde de faize ilişkin hükümler yer almaktadır.

Faizin türlerinden, ana para faizi, yani temerrüt faizi parayı bir süre kullanmaktan mahrum kalmak karşılığında para borcunun vadesine kadar işleyen faizidir. Temerrüt faizi ise para borcunun zamanında ödenmemesi sebebiyle ödenecek gecikme faizidir. Temerrüt faizi de önceden kararlaştırılabilir.

Kanuni faiz, kanun gereği işleyen ve oranı kanun tarafından belirlenen ana para faizidir. Sözleşmesel faiz ise işlemesi ve oranı sözleşme ile kararlaştırılan ana para faizini ifade eder. Asıl borç sona erdiği takdirde rehin, kefalet, faiz ve cezai şart gibi buna bağlı hak ve borçları da sona ermiş olur.

Faiz veya kira bedeli için dönemsel edimlerden biri olarak alacaklar tarafından ihtirazi kayıt koymaksızın makbuz verilmişse önceki dönemlere ait ödemeler de yapılmış sayılır. Alacaklı ana paranın tamamı için makbuz vermişse faizlerini de almış kabul edilir. TBK 104’e göre asıl alacak zaman aşımına uğrayınca ona bağlı faiz ve diğer alacakları da zaman aşımına uğrar. Alacağın devri ile asıl alacakla birlikte işlemiş faizler de devredilmiş sayılır. Gerek adi gerek ticari işlerde faiz oranı sözleşme ile belirlenebilir. Ana para ve temerrüt faizi sözleşme ile kararlaştırılmamış ise faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre, Türk Borçlar Kanunu 88 ve 120’nci maddelerine göre faiz borcunun doğduğu tarihte belirlenir.

ÜST SINIR

Türk Borçlar Kanunu, sözleşme ile kararlaştırılabilecek faiz oranına hem ana para faizi hem de temerrüt faizi bakımından üst sınır getirmiştir. Sözleşme ile kararlaştırılacak ana para faiz oranı yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre belirlenecek ana para faizi oranının %50 fazlasını aşamaz. Sözleşme ile kararlaştırılacak temerrüt faizi oranı ise mevzuat hükümlerine göre belirlenecek temerrüt faize oranının %100 fazlasını aşamaz.

Türk Borçlar Kanunu'nun söz konusu emredici hükümleri olsalar da aksine açıklık getiren TTK 8 maddesi karşısında ticari işler bakımından uygulanamazlar. Nitekim basiretli iş adamı gibi hareket etmek durumunda olan tacirin yine emredici nitelikteki Borçlar Kanunu’nun aşırı yararlanma hükümlerinden de sınırlı şekilde yararlanabildiği hatırlanmalıdır ve bilinmelidir. Ticari işlerde faiz oranlarının serbestçe belirlenmesi imkanı hem Kapital faizi hem temerrüt faizi bakımından geçerlidir. Ticari işlerde faiz oranında üst sınır belirlenmemiştir. Tacir sıfatını taşıyan borçlular da aşırı faiz oranında zor durumda bulunmaları sebebiyle, ekonomik yönden yok olmalarına sebep olacağını ya da dürüstlük kurallarına aykırılık oluşturabilecek şekilde emsaline göre aşırı yüksek oranda faiz kararlaştırıldığını iddia ve ispat ederek mahkemeden faizle ilgili sözleşme hükümlerinin kısmen veya tamamen geçersiz sayılmasını isteyebilirler

Gerek ticari, gerek adi işlerde temerrüt faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamış ise veya akdi ana para faizi oranı kanuni faiz oranından yüksekse temerrüt faizi, akdi ana para faizi oranından az olamaz.

TBK 387’nci maddesine göre Ticari Olmayan Tüketim Ödüncü Sözleşmesinde taraflarca kararlaştırılmış olmadıkça faiz istenemez. Ticari tüketim ödüncü sözleşmesinde ise kararlaştırılmamış olsa bile faiz istenebilir.

Diğer yandan faizle ilgili mevzuatta ne kadar faiz işleyeceği hususunda bir sınırlama bulunmamaktadır Buna göre adi ya da ticari işlerde yasal faiz oranına göre işleyecek faizler ana parayı geçebilir.

BİLEŞİK FAİZ

Bileşik faiz konusuna gelince, 3095 sayılı yasanın 3 maddesi gereğince adi işlerde bileşik faiz uygulanamaz. İstisnalar dışında ticari işlerde de bileşik faiz uygulanamaz.

İki tarafı tacir olan cari hesaplarda 3 aydan aşağı olmamak üzere faiz ana paraya eklenerek tekrar faiz yürütülebilir ki bu kanun hükmü TTK 15 maddesi gereği esnaflara da uygulanır uygulanabilir.

Her iki taraf bakımından ticari iş niteliğinde olan ve her iki taraf da tacir olan ödünç sözleşmelerinde 3 aydan aşağı olmamak üzere bileşik faiz hesaplanabilir.

Gerek adi işler bakımından gerekse ticari işler bakımından bileşik faiz uygulanmasına izin veren diğer bir hüküm TBK 121'de yer almaktadır. Buna göre faiz veya irat borcunu ya da bağışladığı bir miktar parayı ödemekte temerrüde düşen borçlu icra takibine girişildiği veya dava açıldığı günden başlayarak temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Yani faiz borcunu ödemede temerrüde düşen borçlu icraya veya mahkemeye müracaat tarihinden önceki dönem için tekrar faiz ödemek zorunda değildir. Alacaklı esas faiz borcuna mahkeme ve icraya başvuru tarihine kadar faiz hesaplamayacaktır. Mahkeme veya icraya başvuru tarihinden itibaren ise faiz borcu ana para borcu birleştirilerek toplam için tekrar faiz hesaplanabilecektir

İfade etmek isteriz ki ticari hükümler koyan kanunlarda öngörülen zaman aşımı süreleri piyasada aksine bir düzenleme bulunmuyorsa akit yapılarak değiştirilemez.

Gerek adi gerekse ticari işlerde emredici kanun hükümlerine aykırı hukuki işlem ve şartlar geçersizdir.

Keza savaş, doğal afetler, ekonomik kriz gibi nedenlerle piyasa koşullarının bozulduğu dönemlerde mal ve hizmetlerin fiyatlarına çeşitli sınırlamalar getirilebilir. Emredici hükümlerle getirilen bu sınırlamalara uyulmasını sağlamak ve ekonomik bakımından zor durumda olan tarafın çıkarlarını korumak amacıyla TTK 1530 maddesinde düzenleme yapılmıştır. Bu alışverişlerle ilgili fazla ödeme varsa hata ile yapılsa dahi sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri alınacaktır.

Faizlerin, TEFE, TÜFE endekslerinin düşük olması, verimli, karlılık esasına uygun günler için faydalı olması dileğiyle, ele aldığım açıklamalarımın TBK ile ilgili eserleri nedeniyle emekli Yargıtay Üyesi Turgut Uygur, Prof. Dr. Sefa Reisoğlu ve Ticaret Hukuku isimli eserleri nedeniyle sayın Prof. Dr. İsmail Kayar’a, değerli eserlerinden yararlanabilmem imkanını verdikleri için teşekkürlerimi sunuyorum. İş bu görüşlerimin ekonomi, sanayi, iş dünyası ve milletimize faydalı olması dileğiyle saygılar, sevgiler sunuyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner116

banner115

banner114

banner111

banner110