Kim ne derse desin ihracatta başarılıyız. Binlerce firmamız daralan dünya pazarlarında yeni kapılar açarak ihracatı devam ettiriyor. İhracatta rekorlar kırıyoruz. Peki aynı başarıyı e-ihracatta gösterebiliyor muyuz? Cevap rakamlarda saklı… Geçen yıl 200 firmamız e-ihracatla ilk kez tanıştı. Ancak, e-ihracatın Türkiye'nin toplam ihracatındaki payı hala yüzde 1 seviyesinde. Peki dünyada durum nasıl? İşte oraya bakınca başarısızlık net bir şekilde ortaya çıkıyor. Dünyada e-ihracat toplam ihracatın yüzde 3.5 ila 4.5'lar arasında seyrediyor. Yani Türkiye dünya ortalamasının çok altında e-ihracatta. Gideceğimiz çok yol var.
Ticaret Bakanlığı bünyesinde e-ihracat Daire Başkanlığı kurulması eksikliğin giderilmesinin en önemli adımıydı. Sonra Hasan Önal gibi bir ismin bu işin başına getirilmesi ikinci önemli adım oldu.
Ve o sırada bakanlık e-ihracatın payının toplam ihracat içindeki payının yüzde 10’lara çıkarılması hedefini koydu. Yüzde 10 demek, e-ihracatın 10 kat artırılması anlamına geliyordu. Bunun kendiliğinden olmayacağı aşikardı. İşte bu yüzden geçtiğimiz günlerde muhteşem e-ihracat teşvikleri açıklandı.
Açıklanan teşvikleri Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği Başkanı Emre Ekmekçi, “Uzun zamandır beklenen ve konuşulan kararlar” diye değerlendirdi.
Söktürün önemli kuruluşlarından WORLDEF Başkanı Ömer Nart ise teşvikleri olumlu ama yetersiz buldu ve şu noktaların altın çizdi:
- Yeni e-İhracat destekleri, eski desteklerin eksik kalan yönlerini tamamlıyor.
- Örneğin; rapor ve proje destekleri rakamları güncellenmiş. Tanıtım ve pazarlama desteklerinin kapsamı genişletilmiş.
- Depo desteği konulmuş ve çok önemli. Reklam ve tanıtım ağırlıklı bir teşvik çıkmış ama başka talepler de var.
Bakanlık ise yeni teşvikleri “terzi usulü” diye nitelendirmiş ve herkese uyum sağlayabileceğini vurgulamış. Şimdi bu teşvikleri tartışmak ve bütün ayrıntıları ile firmalara özellikle de KOBİ’lere anlatmak gerekiyor. Yoksa teşvikler kağıt üzerinde kalır. Hatta bu anlatımlardan yeni kararların çıkarılması da sağlanabilir. Ne yapıp edip e-ihracatı geliştirmek zorundayız. Bunun için pazaryerlerini de harekete geçirmek zorundayız.
Mesela Türkiye’de yeni ofis açan Rusya’nın en büyük pazaryeri Ozon’ı daha fazla anlatmalıyız. Binlerce KOBİ Ozan üzerinden Rusya pazarına açılabilir. Bu konuda Ozon’un Türkiye Direktörü Hazal Maraş’a çok iş düşüyor.