GLOBAL SANAYİCİ /ANALİZ
Vergi cenneti olarak nitelendirilen Kıbrıs’ta, yaşanan ekonomik kriz sonrası Avrupa Birliği’nin (AB) verdiği karar doğrultusunda bankalardaki tüm paralardan yüzde 6.75 ile yüzde 9.9 kesinti yapılacağı öğrenildi. Bunun üzerine Kıbrıs Rum Kesimi halkı başta olmak üzere adadaki bankalarda parası bulunanlar şoka girdi. Karardan en çok Rus sermayesi etkilendi. Daha sonra olaya KKTC dahil oldu. Rum tarafından bavulla para kaçırılmasın diye sınırda güvenlik tedbirleri arttırıldı. Rum kesimi krizden kurtulmak için her yolu denedi. AB’den umduğunu bulamayan Rumlar çareyi Ruslar’da aradı. Ruslar’a adanın etrafında bulunan doğalgaz yataklarını bile teklif etti. Bu noktadan sonra Türkiye de olaya müdahil oldu. Teklifin kabul edilemez olduğu bildirildi. Krizden kurtulmak için her yolu deneyen Rumlar çare bulamayınca AB’nin isteklerine boyun eğdi. Sonucunda da 30 bin doları bulan kişi başına düşen milli gelir yüzde 40 seviyelerinde değer kaybederken, işsizler ordusuna binlerce kişi eklendi. Rumların en büyük para kaynağı Off-Shore bankacılığı tarihteki yerini aldı. Banka hesaplarında bulunan yaklaşık 38 milyar dolardan yüzde 30 oranında kesinti konusunda anlaşma sağlandı. Kriz boyunca halk nakit sıkıntısı yaşadı. Eczaneler kapandı. Benzin istasyonları ve fırınlar kredi kartı ile yapılan ödemelere nokta koydu.
KRİZ NASIL ORTAYA ÇIKTI
Ekonomik krizle boğuşan adanın güney tarafı AB’den yardım isteyince olanlar oldu. Kıbrıs Rum Yönetimi ile 10 milyar Euro’luk kurtarma paketi konusunda anlaşan AB’nin şartlarından biri Rum bankalarında bulunan paralardan kesinti yapılmasıydı. Bankalarda parası bulunanlar hafta sonu olmasına rağmen bankalara hücum etti. Ancak kimse istediğine ulaşamadı. Bir kere için yapılan kesinti sonucunda, olan Ada’da 30 milyar dolarlık sermayesi bulunan Rus Oligarklara oldu.
ÜLKE BATACAĞINA…
Rumların yeni lideri Nikos Anastasiadis Brüksel’de düzenlenen AB Maliye Bakanları’nın oluşturduğu Eurogroup toplantısında sabaha kadar karara karşı dirense de başarılı olamadı. AB’nin bir diğer şartı da kararların hemen uygulanması yönündeydi. AB’nin şartlarını kabul eden Rum lider toplantının ardından şu sözleri sarfetti: “Kararları kabul etmeseydik devlet tamamen batacaktı. Sermayenin yüzde 90’ını kaybetmemek için anlaşmayı kabul ettik.” Alınan kararlar sonrasında Ada’nın Kuzey tarafında da hareketli saatler yaşanmaya başladı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Maliye Bakanı Ersin Tatar, bavulla para kaçırılması ihtimalini göz önünde bulundurarak, sınırdaki kontrollerin arttırılmasını istedi. İngilizlerin KKTC’de hesap açabilmek için kendilerine başvurduğunu ifade eden Tatar, Rum tarafındaki paniğin kendilerini de etkileyeceğini kaydetti. Tatar’ın olaylarla ilgili dile getirdiği, “Allah kimseyi Rumların durumuna düşürmesin” cümlesi adadaki vahim tabloyu gözler önüne seriyordu.
RUMLAR ‘MERKEL’E ÇARPTI
AB’nin kararı sonrası Avrupa borsaları da duruma hemen tepki gösterirken. Kriz Avrupa ülkelerine de yansır mı korkusu borsalarda sert hareketlere neden oldu. Ruslar ise kararın ardından ekonomi zirvesini toplayarak durum değerlendirmesi yaptı. Rum bankalarında bulunan 30 milyar dolarlık sermaye için hareket geçen Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin’in sözcüsü toplantının ardından Putin’in görüşlerini aktarırken şu cümleleri kullandı: “Alınmak istenen vergilerle adaletsiz bir adım atılmış olur. Plan hareket geçirilirse çok ‘tehlikeli’ bir durum ortaya çıkar.” Bu açıklamaların ardından Medvedev’den daha sert bir durum değerlendirmesi geldi. Medvedev, “Eğer alınan kararlar uygulamaya konursa Rum yönetimi ile ilişkilerimizi gözden geçiririz!” Gelişmeler üzerine Rum lider Anastasiadis yasanın bu şartlar altında parlamentodan geçemeyeceği iddiasıyla AB Komisyonu Mali İşler Sorumlu Komiseri Olly Rehn ile telefon görüşmesi yaptı. Bu arada Rum Maliye Bakanı AB ile yaptığı anlaşmayı duyurdu. Anlaşmaya göre 100 bin euro’nun altındaki hesaplardan neredeyse sıfıra yakın vergi alınacağını söyledi. Ancak bu da Ada’da durumun olumlu seyretmesi için çare olmadı. Bu teklifin karşısında en büyük güç olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel yer aldı. Az vergi alınması karşılığında 100 bin euro’nun üzerindeki hesaplardan daha fazla vergi alınmasını istedi. Bu teklifi de Rum tarafı kabul etmedi.
PARLAMENTO HAYIR DEDİ
Krizin ardından 3 gün sonunda toplanabilen parlamentoda yapılan oylamada tek bir el bile ‘evet’ için kalkmadı. 56 sandalyeli parlamentoda 36 hayır, 19 çekimser oy kullanıldı. Rum liderin tüm çabalarına rağmen anlaşmayı şantaj olarak kabul eden Güney Kıbrıs parlamentosu yasaya ‘evet’ demedi. Bir Rum Milletvekili ise KKTC Maliye Bakanı’nın açıklamalarına benzer bir açıklama yaptı: “Tanrı yardımcımız olsun…”
TÜRKLER ANLAŞMA İSTİYOR
Avrupa Birliği’nden umduğunu bulamayan Rum yetkililer soluğu Rusların yanında aldı. Mali yardım için Rusların kapısını çalan Rumlar karşılık olarak Akdeniz’de bulunan ‘doğalgaz yataklarını’ teklif etti. Ancak Ruslar bu öneriyi de kabul etmedi. Rusya öneriyi kabul etmeme gerekçesi olarak “Türkiye ile ihtilaflı olan bir alana girerek, ihtilaf yaratmak istemeyiz” dedi. Daha sonra bir Rum kanalı, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Akdeniz’deki doğalgaz yatakları karşılığında Rum yönetimini krizden kurtarmayı teklif ettiğini iddia etti. Açıklamaların ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu devreye girdi. Mevkidaşı Kerry ile telefon ile görüşen Davutoğlu, Rum yönetiminin adanın etrafındaki kaynaklar üzerinde Kıbrıs Türk halkının asli haklarını göz ardı ederek, içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle oluşturulacak dayanışma yatırım fonu veya bir başka borçlanma modelinde adanın ortak doğal kaynaklarını teminat gösterme düşüncesinin yanlış bir hareket tarzı olduğunu söyledi. Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Rum tarafının içinde bulunduğu ekonomik krizi yeni oldu bittiler yaratmak için bir vesile olarak kullanması kabul edilemez. Adanın doğal kaynakları üzerinde tasarrufta bulunmanın tek yolunun Kıbrıs Türk tarafının 2011 ve 2012'deki önerileri doğrultusunda, BM Genel Sekreteri'nin gözetimi altında bir anlaşma yapılmasıdır” dedi. Moskova’dan para çıkmaması üzerine Rumlar, AB’nin direttiği 100 bin Euro’nun üstündeki banka hesabına yüzde 30 kesinti talebini kabul etti. Moskova’da çözüm arayan Rumları adeta cezalandıran AB, “Ya dediklerimizi yapacaksınız, ya da sizi euro bölgesinde atarız” tehditini savurdu. Bunun üzerine Rum parlamentosu her denileni yapmak zorunda kaldı.
ARTIK ‘CENNET’ DEĞİL
Rumlar en sonunda, 16 AB ülkesinin Maliye Bakanı ile 10 milyar Euro kurtarma kredisi şartları konusunda anlaştı. Buna göre 100 bin Euro’nun üzerindeki hesaplardan yüzde 30 vergi alınması kararlaştırıldı. Faiz ödemelerinden de yüzde 20 stopaj kesilmesi kabul edildi. 100 bin Euro’nun altındaki hesaplar ise krizden zarar görmedi. AB Maliye Bakanları, Güney Kıbrıs’ı vergi cenneti haline getiren off-shore (Kıyı bankacılığı) bankacılık sistemini de tamamen sona erdirdi. Kişi başına düşen milli geliri 30 bin doları aşan adada halk karar sonrası bir anda fakirleşti. Halkın bir gün içindeki kaybı yüzde 30-40 seviyelerine ulaştı. AB bankası statüsündeki Rum bankalarında faizlerden alınan stopaj yükseltildi, kurumlar vergisi artırıldı, mevduatlar ise dörtte bir oranında yok oldu.
SONUNDA AB’NİN DEDİĞİ OLDU
Rumlara taksitlerle 10 milyar euro verilecek. Harcanan tek euronun hesabı sorulacak. Verilen paranın ilk taksiti Mayıs’ta ödenecek. Bankalarda bulunan 38 milyar dolardan kesinti yapılacak. En büyük banka Cyprus Bank, tasfiye edilen Laiki Bank’ın AB’ye 9 milyar Euro’luk borcunu üslenecek ve taksitlerle ödeyecek. Kararlardan sonra uzmanların yorumları ise hiç iç açıcı değil. Binlerce kişi kısa sürede işsiz kalacak. Sadece tasfiye edilen Laiki Bank çalışanı 5 bin kişi işsiz kalacak. İşsizlik oranı yıl sonunda yüzde 26’ya ulaşacak. Kapalı kalan bankalar sebebiyle ay başında özel sektör maaşları ödeyemeyeceğini açıklarken Sanayiciler Birliği Başkan Yardımcı Konstantinos Hristofidis’in mesajı ise şu oldu: “Sabırlı olun..!” Mart ortasında başlayan kriz sonrası kapanan bankalar ay sonunda açılmaya başladı. Paraların kaçırılma ihtimaline karşı bir dizi önlem alan Rum Maliye Bakanlığı, paraların küçük bir bölümünü en erken 7 yıl sonra çekilebileceğini açıkladı. Aylık havale ya da EFT tutarını maksimum 5 bin euro olarak belirledi. Bankaların açılması ile birlikte Rum polisi de alarma geçti. Açılan bankalarda asayiş için geniş güvenlik önlemleri alındı. AB’nin aldığı kararlardan en fazla etkilenen yabancı mevduat sahipleri Rum hükümetini dava etmeye hazırlanıyor. Ruslar ise yaptıkları açıklamalarla öfkelerini dile getiriyor: “Rumlara 30 milyar Euro teslim ettik. Plajlarını doldurduk, Rum palikaryalar, AB ile birlikte 15 milyar Euro’muzu çaldı.