GÖKHAN İNCE
Dünyaca ünlü besteci ve piyanist Anjelika Akbar, ÇOSB Konferans Salonunda muhteşem bir konser verdi. Konser sonrası Global Sanayici dergisinin sorularını yanıtlayan Akbar, “Ben kariyer sözcüğünü müzik için hiç kullanmam, sevmem. Müzik bir aşktır. Nasıl aşk planlı olamıyorsa, müzik de kariyer kelimesi ile benim için bir o kadar uzak” dedi.
- Ailenizde çok müzisyen var mıydı, babanız ve annenizi üzerinizdeki etkileri nelerdir?
- Annem koro şefi ve piyanist, babam ise orkestra şefi ve aynı zamanda felsefe profesörü idi. Elbette her ikisinin de müzik, sanat, felsefe ve görsel sanatları ile yoğun olarak ilgilenmeleri beni çok etkiledi. Çok erken yaştan hatta aylardan itibaren evin içindeki bu sanat şöleni atmosferinden beslendim. Kendim daha yürümeyi bilmiyorken piyanoya özel bir ilgi duydum ve onu karyolamın yanına yaklaştırdılar. Karyoladan her kalktığımda piyano tuşlarına dokunuyordum, böylece sesleri çok erken tanımaya başladım. Doğaçlamalar ve sonradan besteler erken yaşta oluşan şeylerdi. Yaşadıklarımı, düşündüklerimi, gördüklerimi, hissettiklerimi; hepsini müzik diline tercüme etmeye başladım.
- Çerkezköy’e gelerek bize bu muhteşem müzik ziyafeti çektiğiniz için size teşekkür ederiz. Sanat yaşamınızda Türkiye ve dünyada nerelerde gezip konser verme fırsatı bulabildiniz? Bu konserler sırasında karşılaştığınız ilginç bir olayı bize anlatır mısınız?
- Amerika, Fransa, Avusturya, Almanya, Letonya, Litvaniya, Hindistan, Kıbrıs, Bosna, Yunanistan, Kırım, Rusya, Kazakistan, Özbekistan, Ukrayna...Ve Türkiye'de birçok şehirde konserler verdim. Bence en ilginç olay Antalya'da yaşandı. Havaların artık çok soğuduğu ve benim hazırlıksız yakalanıp ince kıyafetle geldiğim, açık havada verdiğim konser esnasında elektrikli ısıtıcı sahneye tam yanıma kondu. Ben o sırada Chopin çalıyordum ve burnuma keskin bir yanık kokusu geldi. Nereden geldiğini henüz anlamadan gördüm ki eteğim tutuşuyor. Chopin'i de bırakamıyorum, tutuşan eteğim ile son notaları çalıp sahne arkasına koştum ve yangın söndürüldü.
- Çok parlak sanat yaşamınız boyunca sayısız ödül aldığınızı biliyoruz. Bu ödüller içinde sizin için farklı nitelikte olan, diğerlerinden ayırdığınız bir ödül var mı? Öyküsünü ve anlamını bizimle paylaşır mısınız?
- Benim için en değerli ödül insanların konserimde yaşadığı mutluluk ve duygu seli... Ve dolan gözler...
- Pek çok konser verip ödüller kazandınız. En çok hangi uluslararası bestecinin bestesini yorumlamaktan zevk alıyorsunuz?
- Tek bir besteci söyleyemem... Beethoven, Bach, Chopin, Glinka, Tchaikovski, Scryabin, Grieg... Hepsinin benim için özel bir yeri vardır.
- Türk vatandaşı olmak, bir sanatçı için uluslararası alanda kabul görmek açısından engel oluşturuyor mu?
- Oluşturuyor. Türkiye'de doğup ve erken yaşta Avrupa'ya yerleşip orada eğitim görmüş müzisyenler için aslında iş daha kolay. Ama ben Rusya'da doğdum. Ama doğrudan Rusya'dan da dünyaya açılmadım. Yolum Türkiye'ye düştü genç yaşta ve buradan oralara sıfırdan gitmek benim için çok daha zor oldu. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra yine Rusya'dan doğrudan giden müzisyenler için daha kolay oldu. Benim durumum çok daha karmaşık oldu, ne öyle, ne de böyle. Türkiye'yi temsilen gitmek, ama burada doğmuş olmamak algı karışıklığı yaratıyor. Ama olsun. Ben şikayetçi değilim hiç.
- Size göre gerçekte, kariyer yapmak ne anlama gelir?
- Ben kariyer sözcüğünü müzik için hiç kullanmam, sevmem. Müzik bir aşktır. Nasıl aşk planlı olamıyorsa, müzik de kariyer kelimesi ile benim için bir o kadar uzak.
- Çağdaş müzik eserlerini çalmanın size klasik ve romantik bestecilerin eserlerini çalmak kadar büyük zevk verdiğini söyleyebilir misiniz?
- Kesinlikle. Çok seviyorum. Hatta 1417 yaşları arasında sırf avant-garde, çağdaş 20.yy eserlerini hem dinliyor, hem de yorumluyordum...
- Sanat yaşamınızda bundan sonraki hedeflerinizi bizimle paylaşır mısınız?
- Görsel sanatlar ve edebiyatı müzikle birleştirmeyi seviyorum. O yüzden film müziklerini bestelemeyi seviyorum. Şimdiye kadar yaptığım belgesel ve film müzikleri çalışmalarımı yoğun olarak devam edeceğim. Aynı şekilde Boyut Yayın Grubu ve ONE'S Medya ile işbirliğinde yaptığımız, proje yoneticisi ve müzik direktoru olduğum Ayvazovski'nin İstanbul'u ve Pitoresk İstanbul gibi projelere de devam edeceğiz. Ayrıca ebru sanatçısı Garip Ay ve genel sanat yönetmeni Murat Öneş ile özel videografik çalışma ile müziğin bir arada olduğu AKIŞ projemiz devam ediyor.