Okan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Okan, 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vefatından önceki son Orta Asya gezisine katılmış, Kazakistan’da anahtar teslimi bir tesisin yapımını üstlenmişti.
Tesisi tamamlamak üzereyken Özal vefat etti. Bunun üzerine Kazakistan’daki yetkililerin de onayını alarak tesise Turgut Özal’ın adını verdi. Gün geldi, 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,görevdeyken Kazakistan’a resmi seyahate çıktı. Okan, tesisin açılışını Demirel’in resmi gezisine denk getirdi.
Cumhurbaşkanı Demirel ve beraberindeki işadamlarını taşıyan uçak Ankara’dan Kazakistan’a doğru havalandıktan bir süre sonra Cumhurbaşkanı’nın Özel Kalem Müdür Volkan Bozkır (şimdi AB Bakanı ve Başmüzakereci) Bekir Okan’ın yanına gitti. Bozkır, Özal döneminde de Çankaya Köşkü’nde görev yaptığı için yakın tanışıklıkları vardı:
- Bekir Bey, Sayın Demirel’in yakın çevresindeki bazı isimler, sizin tesisin adı “Turgut Özal”olduğu için Cumhurbaşkanımızın açılışı gerçekleştirmesine karşı çıktı.
Okan, şaşkınlıkla dinlerken Bozkır sürdürdü:
- Sayın Demirel, o isimlere gereken cevabı verdi.
- Ne dedi?
- Turgut Özal’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin 8’inci Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatıp,“Ülkemizin önceki cumhurbaşkanının adını taşıyan tesisin açılışına katılmamak bırakın bizi, Türkiye’ye yakışmaz” dedi.
Bozkır, Demirel’in şu sözlerini de Okan’a aktardı:
- Beni de seven var, sevmeyen var. Yarın bir gün benim adımın verildiği tesis için de aynı konu gündeme gelebilir. Rahmetli Özal’a kızgınlıklarımız olabilir. Nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti’nin 8’inci Cumhurbaşkanıdır. Gideceğiz, o tesisin kurdelasını keseceğiz.
Okan, başlangıçta tedirginlikle dinledi, Demirel’in bakış açısını öğrenince rahatladı:
- Öğrencilik yıllarımda sol görüşlüydüm. Katıldığım eylemlerde Demirel aleyhinde çok slogan attım. O yıllarda siyasi görüş olarak kendisini sevmezdim. Yalnız, Cumhurbaşkanı olarak ortaya koyduğu tavır, tutum bende büyük saygı uyandırdı.
Bekir Okan, geçenlerde Okan Üniversitesi’nin yeni yatırımlarını görmek üzere kampuse gittiğimde Kazakistan’daki yatırımlarını anlatırken Demirel’le ilgili bu anısını aktarıp ekledi:
- Sayın Demirel, siyasi hayatının en olgun, demokrat dönemini Cumhurbaşkanlığı sırasında ortaya koydu. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum.
Demirel, bizim kuşakta da Başbakanlık ve Adalet Partisi Genel Başkanlığı dönemlerinde olumsuz izler bıraktı, hatta derin yaralar açtı...
Ancak, Cumhurbaşkanlığı dönemindeki demokratik tutumu, sonrasındaki bilge tavrıyla o yaraların üstünü örttü...
Allah rahmet eylesin...
Sporcu dövizi ihracat sayılır mı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Avrupa Oyunları”nın açılış töreni için gittiği Bakü’de, kendisine eşlik eden ekipte yer alan ünlü basketbolcumuz Hidayet Türkoğlu’na NBA’deki Türk oyuncuların toplam değerini sordum:
- Şu anda 5 kişiyiz. Toplam 35 milyon dolar dolayında bir değer söz konusu. Yeni sezonda rakamlar değişebilir.
- Kazandığınız parayı Türkiye’ye getiriyor musunuz?
- Öncelikle ABD’de vergiler yüksek. O paranın yarıya yakını vergiye gidiyor. Diğer arkadaşlar ne yapıyor, yakından bilmiyorum ama ben Türkiye’de basketbol okulları gibi işler yapıyorum. Bir bölümünü ülkeme getiriyorum elbette.
Türkiye’de ayrıca Basketbol Milli Takımı’nda da görev aldıkça gelir elde ettiğini vurguladı:
- O gelirlerimizden de ülkemizde yüzde 22 dolayında vergi alınıyor.
- ABD’den getirdiğiniz döviz geliriniz üzerinde ülkemizde ayrıca bir vergi söz konusu oluyor mu?
- Hayır, çifte vergilendirme söz konusu değil.
Türkoğlu ile konuşurken aklıma takıldı:
NBA’deki başarılı basketbol oyuncularımızın, Arda gibi futbolcuların elde ettikleri döviz geliri “hizmet ihracatı” kapsamına alınabilir mi?
